Ailemden Öğrendiğim Oyunlar
Küçüklüğümüzden bu yana, bizlere hayatı öğreten ebeveynlerimizden öğrendiğimiz diğer bir şey de oyunlardır. Her zaman anlatır, dururlar; “Bizim çocukluğumuz böyle geçmezdi, telefon da neymiş? Biz telefon bilmezdik, okuldan arta kalan zamanlarda oyunlar oynardık, o zamanlar arkadaşlıklar, yemekler, içmekler bir başkaydı.”
Onların anlattıkları hayat hikayelerini masal dinler gibi dinler ve bizlere öğrettiği oyunları oynardık. Şimdiki çocukları bilemem ama, benim çocukluğumda da telefonlar çok yaygın değildi, yani kurtulan son nesil olduğumuzu söyleyebilirim.
Ailemden keyifle dinleyip, oynadığım oyunlardan bir tanesi sizlerle paylaşayım;
MENDİL KAPMACA
Bir hakem belirlenerek, çocuklar eşit olarak iki ayrı gruba dağılırlar. Hakem iki grubun ortasına dikilir ve olduğu yere bir çizgi çekilir. Oyuncuların hakemle mesafesi eşit olarak hesaplanır ve oyuncular için de ayrı bir çizgi çekilir. Oyuncular sırayla yan yana dizilirler, her oyuncunun rakibi karşı grupta karşısında bulunan oyuncudur.
Hakem oyunu düdüğü ile başlatır ve işaretini vererek, ilk sıradaki oyuncuları yanına çağırır. Oyuncuların amacı mendili hakemden almak ve rakibine yakalanmadan kendi grubunun çizgisini geçmektir. Eğer oyuncu rakibinden mendili kaçırır ve ona yakalanmazsa, onu yakalamaya çalışan oyuncu da onun grubuna geçer. Eğer yakalanırsa, kaçan oyuncu yakalayan oyuncunun grubuna geçer. Alanda bulunan tüm oyuncular bir kez yarıştıktan sonra, oyuncular sayılır. En çok oyuncusu bulunan grup oyunu kazanmış kabul edilir ve oyunun başında belirlenen ödülü kazanmış olur.