Eleştirinin bir insana neler kazandıracağı ile ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.
Eleştirinin insana kazandırdıklarının bilmek için eleştirinin yani tenkit ’in anlamını bilmek gerekir. Eleştiri nedir bir konuyu bütün yönleri ile alıp değerlendirmek ve incelemek işidir. Biz toplum olarak eleştiri ile yergiyi birbirine sıkılıkla karıştırıyoruz. Eleştiri bireyi ya da eseri yermez eksik ve hatalarını iyi ve fazla yanlarını tespit eder ve bir bütün olarak temele dayandırma yöntemi ile sunar. Bir yazara kötü yazıyorsun denmez. Yani bu bir eleştiri olarak kabul edilemez. Yazar hümanist olduğunu söylüyor ve bir metninde insan ölümlerinin tarafında duruyor ve ezadan bahsediyorsa onun kendini bulamayan hümanist kavramından bihaber bir yazar olduğu söylenebilir.
Eleştiri yapmak yazmaktan daha meşakkatli bir iştir. Bu yüzdendir ki çok fazla eleştirmen yetiştirmez toplumlar. Doğru ile yanlışı iki kefede tartıp gramı gramına tespit yapmak hakkını teslim etmek lazımdır eleştirinin. Yoksa ne eleştiri eleştiri olur ne de yazı gerçek bir yazı olur. Denetleme unsuru olarak da değerlendirilebilecek eleştiri insana kendini sorgulamayı öğretir. Doğrusunu ve yanlışını görmeyi, eksiğini fark etme bilincini kazandırır.
İnsan eksiğini fark ettiğinde kendine ne katması gerektiğini anlar ve elbette mevcut serbestliğinden denetimli bir ruh haline bürünür. Her söylediği doğru diye birini daima onaylamak onu yalana bile teşvik edebilir. Eleştirinin içinde beğenilme kaygısı da yattığından en azından eleştirilen için insan daha iyisinin ortaya çıkarmak için çaba sarf edecektir.
Eleştiri kıymet bilme anlamında da kullanılır. Türk edebiyatında eleştiri kavramı Tanzimat dönemi ile ortaya çıkmış ama elbette ondan öncesinde de hiciv türünde kıvılcımlarını göstermeye başlamıştır.