Anne adayı gebelik süresince nelere dikkat etmelidir?

Anne adayı gebelik süresince nelere dikkat etmelidir?

 

Anne adaylarının hamilelik sürecinde dikkat etmesi gerekenler;

  • Egzersiz: Hamilelik süresince anne adayının egzersiz yapmasının pek çok yararı vardır. fakat bu egzersizlerin aşırı yorgunluk oluşturmayacak şekilde olmasına dikkat edilmelidir. Her gün temiz havada yürümenin faydası büyüktür. Gebelik süresince anne adayı, ani ve keskin hareketlerden kaçınmalıdır.
  • Kilo alma: Hamilelik süresince anne adayının kilosuna dikkat etmesi gerekir. Hamilelik süresince 9-12,5 kilo alınması normal olarak görülür.
  • Çalışma yaşamı: Aksi bir durum olmadıkça normal iş yapılabilir. Fiziksel aktivite gerektiren ve yorgunluk veren işlerde çalışmak erken doğum açısından oldukça risklidir.
  • Yolculuk: Aksi söylenmedikçe kısa seyahatler yapılabilir. Uzun seyahatlerde her iki saatte bir kısa bir yürüyüş yapılmalıdır.
  • Banyo: Hamilelik ve lohusalıkta banyo yapmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Önemli olan banyo suyunun aşırı sıcak ya da soğuk olmamasıdır. Ayrıca hamileliğin ilerleyen süreçlerinde banyoda kayıp düşme gibi olayların olmaması için dikkat etmek gerekir.
  • Giyim: Hamilelikte giyilen kıyafetlerin rahat ve pratik olması önemlidir. Sıkı korse ve jarsiyer asla giyilmemelidir. Ayrıca yüksek topuklu ayakkabılar düşme riskini arttıracağı için rahat ve düz ayakkabı giyilmelidir.
  • Bağırsak hareketleri: Hamilelik boyunca bağırsak hareketleri düzensiz olabileceği için, gebelik süresince günde bir kez tuvalete gitme alışkanlığının kazanılması gerekir. Kabızlık probleminin oluşmaması içinde bol bol sebze, meyve ve su tüketmek gerekir.
  • Ağız ve diş bakımı: Hamileliğin başında tedavi gerektiren dişler belirlenip tedavi edilmeli.

Bir bebeğin doğumundan itibaren iki yaşına kadar geçirdiği fiziksel değişimleri

Bir bebeğin doğumundan itibaren iki yaşına kadar geçirdiği fiziksel değişimleri söyleyiniz.

 

Bir bebeğin fiziksel gelişiminin doğum öncesi dönemden sonra en hızlı geliştiği dönem iki yaşına kadar olan dönemdir. Bebeğin bu dönemde önce kafası büyür, ağırlığı ve boyu hızlı bir şekilde gelişir. Doğum ertesi bebeğin kilo artışı ilk iki yılda oldukça hızlıdır. Bebek doğduktan sonra 6.aya geldiğinde kilosu neredeyse doğduğu kilonun iki katına çıkarken, yaşına geldiğinde ise üç katına çıkar. Zihin ve kas koordinasyonunda da hızlı bir gelişim gözlenir. Doğum ertesi bebeklerin baş kemikleri arasında boşluk görülür. Bebek ilk doğduğunda kafasında, altı tane yumuşak bir boşluk yapısı vardır. Bunların en önemlisi ise başın üst kısmında olandır. Yumuşak olan bu boşluklar hızla kapanırken, başın tepe kısmında olan yumuşak kısım ise 12 ile 15 ay arasında kapanır. Bu boşlukların daha erken yadadaha geç kapanması bir sorun olduğunun göstergesidir. Bebeklerin solunum sistemi yetişkin kişilere göre farklıdır.

 

Bebeklerin solunum kanalları daha kısa ve dardır. Dolayısıyla bebeklerin solunumları hızlı ve yüzeyseldir. Doğum ertesi bebeklerin kalp atış hızları yüksektir. İlk yaşına kadar kalp atış hızı ortalama 100-150 iken ikinci yaşına geldiğinde 90-125 arasına gelmiştir. Bebekler üçüncü aya geldiklerinde kafasını dik tutabilme yetisine sahip olurlar. Hareket eden nesneleri takip edebilirler. 3-4 ay itibariyle reflekslerini kontrol edebilmeye başlarlar. 5-6 ayda ise nesnelere uzanıp alabilirler. 7-8 aydan sonra desteksiz oturmaya başlarlar ve emekleyerek ebeveynden bağımsız olma sürecine girerler. Yürüme evresi ise genellikle 11-13 ay arasıdır.

Dört yapraklı yoncadan hareketle çevrenizdeki insanların beslenme alışkanlıklarını değerlendiriniz.

Dört yapraklı yoncadan hareketle çevrenizdeki insanların beslenme alışkanlıklarını değerlendiriniz. (et- sebze – tahıl – süt yonca)

 

Beslenme alışkanlıklarını 4 yapraklı yonca şeklinde ilişkilendirirsek dört temel besin değerini ortaya koymamız gerekir. Bunlar et, sebze, tahıl, süt ve süt ürünleri olarak ayrılabilir.  Dengeli ve düzenli beslenmek sağlığımız için oldukça büyük önem taşır bu yüzden her besin grubundan faydalanmalı ve aşırıya kaçmamalıyız.  Dört yapraklı yoncanın ilk yaprağı tahıl olmalı bunun nedeni tahıl ve tahıl ürünlerinin karbonhidrat içeriğine sahip olmasıdır. Kısa vadede en çok enerjiyi veren de karbonhidratlardır. Bunlar yediğimiz makarna patates ekmek ve benzeri ürünlerdir. Çevremizde Bu ürünlerin fazla alan kişiler genellikle fazla kiloya sahip kişilerdir.

 

2.yaprağa et diyerek bir genelleme yapılsa da protein demek daha doğru olacak bu çevremizde bu gruptaki besin ile beslenen kişiler genellikle spor ile uğraşan kişilerdir. Tavuk et yumurta ve baklagiller bu örneğimizin arasında yer alır.

 

Üçüncü yonca yaprağı da ise sebzeler yer alacaktır. Bunlar yeşil fasulye, domates, salatalık, patlıcan, brokoli, ıspanak ve benzeri ürünlerdir. Çevremizde bu besin grubundan beslenen kişiler sağlıklı ve dinç kişilerdir.

 

Süt ve süt ürünleri grubu kişinin ihtiyaç duyduğu kalsiyum magnezyum ve potasyum içerikleri için büyük öneme sahiptir.  Bu besin gruplarının hepsi vücudumuz için gereklidir. O yüzden yalnız bir tanesini değil 4 yaprağı 4 yaprak yapan bütün besin değerlerini ve guruplarını vücudumuza almalıyız.

İlaçların nasıl geliştirildiğini ve üretildiğini araştırınız.

İlaçların nasıl geliştirildiğini ve üretildiğini araştırınız.

 

İlaçlar, hastalığı iyileştirmek, durdurmak veya önlemek için kullanılan kimyasal maddeler veya bileşiklerdir; semptomları hafifletmek veya hastalıkların teşhisinde yardımcı olurlar. İlaçlardaki ilerlemeler, doktorların birçok hastalığı tedavi etmesini ve hayatlarını kurtarmasını sağlamıştır. Bu günlerde ilaçlar çeşitli kaynaklardan geliyor. Birçoğu doğada bulunan maddelerden geliştirilebiliyor. Aynı zamanda ilaçların çoğu bitkiden elde ediliyor. Bazı ilaçlar, bir dizi kimyasalın karıştırılmasıyla laboratuvarlarda yapılır. Penisilin gibi diğerleri ise, mantar gibi organizmaların yan ürünleridir. Ve birkaçı, genleri istenen maddeyi üretmelerini sağlayan bakterilere sokarak biyolojik olarak tasarlanmışlardır.

 

İlaç geliştirmek ve üretmek için belli bilgi birikimine sağlık olmak gerekir bizim dönemimizde eczacı olarak eğitim görmüş kişiler tarafından ve bilim insanları ile bu ilaçlar hazırlanır ve test edilir. İlaç hem bitkisel hem de kimyasal olarak elde edilebilir. Yalnız önemli noktalar vardır ilaç içeriğinin doz ayarını yapmak hayati öneme sahiptir. Günümüzde ilaç üretmek için şirketler kurulmuştur bu şirkette çalışan insanlarda eczacı ve ilaç hakkında yüksek lisansını yapmış profesör bilim insanlarıdır. Şirketler yeni maddeler geliştirmek için kendi araştırma tesislerini sürdürürler. Hastaları zararlı yan etkilerden korumak için devlet düzenlemesi, hayvan testleri ve klinik denemeler de dahil olmak üzere yeni ilaçların onaylanmasından önce ayrıntılı bir test sistemi yapılır. Yeni bir ilacın laboratuvardan eczaneye geçmesi uzun yıllar alır. Son tahminler, yeni bir ilacın geliştirilmesinin yaklaşık 1,2 milyar dolar olduğunu göstermektedir. Bu yatırımlar, geliştiricilere ilacı birkaç yıl boyunca satmak için münhasır hak veren patentlerle korunmaktadır. Bu patentin süresi dolduğunda, diğer firmaların ‘jenerik’ üretmelerine izin verilir (aynı tarifi kullanan ancak aynı adla satılamayan ilaçlardır.

Yeterli ve dengeli beslenme nasıl olmalıdır?

Yeterli ve dengeli beslenme nasıl olmalıdır? Açıklayınız.

Çoğu insan iyi beslenmek ister ve fiziksel aktivitenin sağlıklı bir kilonun korunmasına yardımcı olduğu hakkında da bilgi sahibidirler. Fakat iyi beslenmenin faydaları kiloların ötesinde sağlık için çokça önemlidir. İyi beslenme yararları hakkında;

 

  • Kalp hastalığı, diyabet, inme, bazı kanserler ve osteoporoz gibi bazı hastalıkların riskini azaltır.
  • Yüksek tansiyonu azaltır
  • Düşük yüksek kolesterol
  • Sağlığınızı kuvvetlendirir.
  • Hastalıklarla savaşma yeteneğinizi geliştirin
  • Hastalıktan veya yaralanmaların iyileşme hızına iyi gelir.
  • Enerji düzeyinizi artırın

 

İyi Beslenme Nedir?

İyi beslenme, vücudunuzun en iyi şekilde çalışması için gereken tüm besinleri, vitaminleri ve mineralleri de dahil alması anlamına gelir. Yemeklerinizi ve atıştırmalıklarınızı da kalori açısından düşük olan besin maddeleri içeren yiyecekler için planlamak ve düzenli beslenmektir.

  • Bol bol meyve yiyin: Meyvelerin doğal liflerinden faydalanmak için, meyve suyu yerine meyve bütününü yemeniz gerekir.
  • Bolca sebze yiyin: Her gün çeşitli renk ve sebze çeşitlerini yiyin.
  • Bol miktarda tam tahıl yiyin: Tahılların en az yarısı, ekmek, kraker ve yediğiniz makarnalar tam tahıllardan yapılmalıdır.
  • Az yağlı veya yağsız süt seçin: Bunlar kemiklerinizi güçlü tutmaya yardımcı olmak için kalsiyum ve D vitamini sağlar.
  • Yağsız etleri seçin: Yağsız et ve kümes hayvanlar daha az yağ ve daha az kalori içerir ancak yine de iyi bir protein kaynağıdır.
  • Diğer protein kaynaklarını deneyin: Et ve kümes hayvanlarını balık, fasulye ile değiştirmeyi deneyin.

Beden Kitle İndeksinin (BKİ) nasıl hesaplandığını öğreniniz.

Beden Kitle İndeksinin (BKİ) nasıl hesaplandığını öğreniniz.

 

Beden kitle indeksi kişinin sağlıklı bir vücut ağırlığına sahip olup olmadığını anlamamıza yarayan bir ölçümdür. BKİ, 18 yaşın üzerindeki çoğu insan için yararlı bir ölçümdür. Fakat bu sadece bir tahmindir ve yaş, etnik köken, cinsiyet ve vücut kompozisyonunu hesaba katmaz. Bel ölçümünü ve diğer risk faktörlerini de kontrol etmenizi tavsiye ederiz.

 

Beden Kitle İndeksi Nedir?

Beden kitle indeksi (BKİ), boy ve kilo bazında vücut yağının bir tahmini. Vücut yağını doğrudan ölçmez, bunun yerine bir yaklaşım yapmak için bir denklem kullanır. BKİ, bir kişinin sağlıksız veya sağlıklı bir ağırlıkta olup olmadığını belirlemeye yardımcı olabilir. Yüksek bir BKİ vücut üzerinde çok fazla yağ olduğunun göstergesi olabilir, düşük BKİ ise vücutta çok az yağ olduğunu gösterir. Bir kişinin BKİ’sı ne kadar yüksekse, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve diyabet gibi bazı ciddi durumları geliştirme ihtimalleri de o kadar yüksektir. Çok düşük bir BKİ, kemik kaybı, bağışıklık zayıflığı ve anemi gibi sağlık sorunlarına da neden olabilir. BKİ, vücut kilo problemleri için çocuk ve yetişkinlerin taranmasında yararlı olabilirken, bunun sınırları vardır. BKİ, sporcularda ve çok kaslı vücutleri olan diğer insanlarda vücut yağ miktarını fazla tahmin edebilir. Aynı zamanda yaşlı erişkinlerde ve kas kütlesini kaybetmiş diğer insanlarda vücut yağ miktarını da az hesaplayabilir.

 

Beden Kitle İndeksi Formülü

BKİ, bir kişinin ağırlığını boylarının karesine bölerek hesaplanır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, yaşları 2 ila 19 arasında değişen çocuk ve gençler için BKİ hesaplayıcısı ve 20 yaş ve üstü için yetişkin bir BKİ hesaplayıcısı sunar. Yaş aralığı beden kitle indeksi için önemlidir.

T.C. Sağlık Bakanlığının Genel Ağ sitesinden obezitenin ne olduğunu ve nedenlerini araştırınız.

T.C. Sağlık Bakanlığının Genel Ağ sitesinden obezitenin ne olduğunu ve nedenlerini araştırınız. Edindiğiniz bilgileri sınıf arkadaşlarınızla paylaşınız.

 

T.C Sağlık Bakanlığının sitesinde obezitenin tanımı alınan enerjinin fazla olmasından kaynaklandığını belirtiliyor. Alınan fazla enerji vücutta yağ olarak birikiyor buda kilo oluşumuna sebebiyet veriyor. Bu dönemlerde yaşanan ve sonu ölümle sonuçlanan hastalıklar arasında obezitede bulunuyor. Aslında önlenebilir bir hastalık olmasına rağmen kişilerin bu durumdan kurtulmak için sağlık kuruluşlarından yardım alması gerekir. Obezitenin oluşması kişide birçok farklı hastalığın oluşmasına yol açacaktır. Örneğin hipertansiyon, diyabet, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları ve kas-iskelet sistemi gibi sağlık soruları obezite ile birlikte kendini gösterebilir. Yaşam süresini ve standartlarını düşürecek olan obezite birçok etmenle zemin hazırlayabilir.

 

Obezite kişinin;

  • Yaşadığı ortam şartlarına.
  • Yaşına.
  • Ekonomik durumuna.
  • Beslenme alışkanlıklarına .
  • Aile genetiğine.
  • Psikolojik ilaç kullanımına.
  • Kalp ve damar rahatsızlıkları ilaçlarının kullanılması.
  • Medikal problemlerin olması.
  • Sosyo-kültürel nedenler.
  • Yanlış beslenme.
  • Aşırı miktarda beslenme.
  • Hızlı yemek yeme.
  • Alkol kullanımı.
  • Metabolizmanın hızının yavaş olması
  • Hormonal sıkıntıların olması

 

Gibi durumlarına bağladır.

Toplamda Türkiye de kadınların yüzde 20 sinin erkeklerin ise yüzde 17 sinin obez olduğunu görülmektedir. Genel olarak ise Türkiye de obezite yüzde 17’dir. Bu durumu durdurmak ve sağlıklı bir nesil yetiştirmek için doğru beslenme şeklini bilmeliyiz.  Obezite ise bir hastalıktır ve doktorların yönlendirdiği şekilde kişinin kararlılıkla ilerlemesi beklenilir. Obezite  hastalığının tedavisinde doktor , diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip gerekmektedir. Bu ekip ile birlikte obez kişi sağlıklı bir yaşama ve görünüşe kavuşabilir.

Kendiniz için örnek bir menü hazırlayınız.

Kendiniz için örnek bir menü hazırlayınız.

 

Kahvaltı

  • Bir portakal ya da lifli bir meyve
  • İki haşlanmış yumurta (veya yapışmaz tavada kızartılmış)
  • Her biri tereyağı ile yapılmış iki dilim tam tahıllı tost
  • Bir fincan az yağlı süt
  • Bir fincan kahve veya bitkisel çay

 

Abur cubur

  • Bir muz
  • İki çorba kaşığı ballı bir bardak sade yoğurt


Öğle yemeği

  • Domates ve soğan ve yeşillikler ile hazırlanmış salata üstüne yarım yemek kaşığı nar ekşisi veya salata sosu konulabilir.
  • 1 porsiyon kavrulmuş ya da haşlanmış tavuk göğsü.
  • Yarım porsiyon az yağlı çorba

 

Akşam yemeği

  • Salata; Domates ve soğanla yeşillikler ile hazırlanmış salata üstüne yarım yemek kaşığı nar ekşisi veya salata sosu konulabilir.
  • Buğulama veya haşlama sebze yemeği. Yağsız ve 1 porsiyon olacak şekilde.

 

Abur cubur

  • Bir fincan yaban mersini
  • İki çorba kaşığı krem ​​şanti

 

Bu yalnızca örnek bir menüdür. Kişinin günlük yemek menüsünde bolca yeşillik salata olması önemli ve sağlık açısından yararlıdır. Protein yağ ve karbonhidrat alımı belli sınırlar içinde olmalıdır. Kişinin kilo verememe ya da kilo alamama gibi problemleri varsa ideal beden kütle endeksinin altında veya üstünde ise bir diyetisyene danışmalıdır.

Mideniz mektup yazabilseydi size neler söylerdi?

Mideniz mektup yazabilseydi size neler söylerdi?

 

Mide vücudumuzdaki her organ gibi hayati önem taşıyan bir organdır. Besinlerin hem mekanik hem de kimyasal sindiriminin olduğunu mide organı sağlıklı kalabilmek için belirli bir ph değerinde bulunmalıdır. Mide organımız asidik bir sıvı taşıyarak kimyasal sindirim hareket ederek ise mekanik sindirimi yapar.  Bu yüzden yediğimiz besinler midemizin sağlığı için birebir önem taşıyor. Yalnız yediğimiz besinler değil aynı zaman da içtiğimiz içecekler ve besinlerin içeceklerin yeme sıklığı gibi birçok etken midemiz için önemli. Eğer midemiz mektup yazabilseydi bizlere söyleyecek oldukça fazla şeyi olurdu. Bunlar arasında öncelikle vücudun tüm organlarının birbiri ile bağlantılı olduğu ve herhangi bir organda yaşanacak rahatsızlığın diğer organları ve vücudun tamamını etkileyebileceği olurdu. Bunun sebebi midenizin rahatsızlanması gibi olabilecek olayların daha kötü sonuçlara sebebiyet verebilecek olmasıdır. Sonuçta sağlıklı beslenmez ve mideniz rahatsızlanırsa diğer organlarınızda etkilenecektir. Mideniz sizin sağlıklı beslenmediğinizi fark edecek ve beyni uyarmaya başlayacaktır ve siz mide bölgesinde ağrı sızı bulantı ya da yanma hissedeceksin. Fazla asitli içeceklerin çok içilmesi (kola gibi) midenizin ph değerinde değişiklik yapacaktır ve o zaman mideniz üzgün bir şekilde mektup yazabilir size.

 

Genel olarak mideniz mektup yazabilseydi size neler söylerdi?

  • Sağlığınıza dikkat etmenizi
  • Her besin öğününde yeteri kadar almanız gerektiğini.
  • Günlük içmeniz gereken en az 2 litre su olduğunu.
  • Uyumadan önce yemek yememeniz gerektiğini.
  • Ayakta su içmemeniz gerektiğini.
  • Su içerken mümkünse oturmanız gerektiğini ve bir dikişte değil en az 3 dikişte bardağınızı bitirmenizi.
  • Aşırı yağlı yemekler yememeniz gerektiğini.
  • Lifli ve sindirimi kolay besinler tercih etmeniz gerektiğini
  • Aşırı asitli ve kafeinli içeceklerden uzak durmanızı.

İlaçların bilinçsiz kullanılması ifadesinden ne anlıyorsunuz?

İlaçların bilinçsiz kullanılması ifadesinden ne anlıyorsunuz?

Kullanılan ilaçların bilinçsiz bir şekilde doktor kontrolü olmadan içilmesi oldukça tehlikeli bir durumdur. Hasta olan kişinin ne olursa olsun reçete ile almadığı bir ilacı kullanmaması gerekir. İlacın geçici müddette iyi geldiğini düşünse de sonradan bu kullanılan ilaç farklı hastalıklara sebebiyet verecektir. Ayrıca olan hastanızın daha kötü bir hal almasına doktor tarafından teşhis ve tedavi edilmediğinden ve gerekli ilaçlar alınmadığından sağlık durumunuz oldukça kötü etkilenecektir.

 

İlaçların bilinçsiz kullanılmasına örnek olarak;

  • Bilinçsizce hastayken antibiyotik kullanmak.
  • Gereksiz ve bilmeden vitamin ilaçlarının alınması.
  • Bilmeden ve devamlı kullanılan ağrı kesiciler.
  • Son kullanım tarihine bakılmadan kullanılan ilaçlar.
  • Çevredekilerin önerileri ile kullanılan ilaçlar.
  • Doktorun önceden farklı bir rahatsızlık için verdiği ilaçları kullanmak.
  • Düzensiz, zamanını aksatarak ilaç kullanmak.

 

Bilinçsiz ilaç kullanmanın sağlığa zararları:

  • Mide bulantısı kusma meydana gelebilir.
  • Sakat kalma riski
  • Özellikle antibiyotik bilinçsiz kullanılması kronik kalp rahatsızlıklarının meydana gelmesine sebebiyet verebilir. Böbrekte taş oluşmasına böbrek yetersizliği gibi böbrek rahatsızlıkların meydana gelmesi olası durumlardandır.
  • Karaciğer yetmezliği çeşitli bilinmeyen hastalıkların oluşması.
  • Kronik nedeni bilinmeyen ağrılar yaşanması.
  • Kişinin olağan hastalıklarının daha da kötü bir hal alması.
  • Ölüm riski oluşması.
  • Zehirlenme yaşanması.
  • Beyin fonksiyonlarının zarar görmesi ve felç geçirme riski yaşanması.

 

Ve daha birçok hastalığa sebebiyet verebilir. Bundan dolayı ilaç kullanmadan önce doktor kontrolünden geçip doktorun size reçete olarak verdiği ilaçlar kullanılmalıdır. Bu ilaçlarda doktorun veya sağlık çalışanlarının size söylediği zaman aralıkları ile düzenli olarak kullanmalısınız.