Selçuklularda topraklar hanedan ailesine aittir ve tüm topraklar miri arazi olarak geçer. Diğer kısımlara ayrılan araziler ise beş kısma ayrılmıştır.
Has Arazi : Elde edilen gelirlerin tümü devlete aktarılmaktadır, Hükümdar ve ailesinin tüm ihtiyacı bu topraklardan elde edilen gelirden sağlanır.
İkta Arazi : Devlet arazisidir ancak gelirler ikta askerlerine ve arazinin çiftçisine gitmektedir. Bu sebepten dolayı asker bakım maliyetleri azalmaktadır.
Vakıf Arazi: Vakıflara aittir. Sosyal veya dini amaçlı kurulan vakıflar tarafından değerlendirilmektedir. Buralardan gelen gelir ile hanlar, kervansaraylar, camiler, hastaneler ve mektepler yapılmaktadır. Devlet hazinesini oldukça hafifletir.
Haraci Arazi: Vergi oranı yüksektir, geliri çiftçiye gider ve Gayr-i Müslimlere aittir.
Mülk Arazi: Özel mülk olarak geçer. Sahibi tarafından alım-satım işleri yapılabilen tek arazi bunlardır. Başarı ödülü olarak devlet tarafından verilmektedir. Yönetim ve askerlik alanında ki devlet adamlarının elinde bulunmaktadır.
Sonuç olarak değerlendirmek gerekirse ; Topraklar kendi içerisinde beş kısma ayrılmaktadır ancak yönetimi ve sahipli devlete aittir. Olası bir durumda devlet el koyabilir, istediğini yönetici olarak atayabilir. Hazineye katkısı olduğu gibi halka da yararı oldukça fazladır. Askerlerin bakım maliyetlerini kısarak, çiftçi ve halka kalan gelir payı artırılabilir.