Bir tiyatro eserini okuyup kahramanları gözünüzde canlandırmayı mı yoksa metnin kahramanlarını sahnede canlandıran oyuncuları izlemeyi mi tercih edersiniz?

Bir tiyatro eserini okuyup kahramanları gözünüzde canlandırmayı mı yoksa metnin kahramanlarını sahnede canlandıran oyuncuları izlemeyi mi tercih edersiniz? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.

 

Kendi hayal gücümü tercih ediyorum. Hayal gücünün sınırları yoktur. Hayal gücü sonsuzdur.  Aynı romanı ikinci kez okumak istediğinizde ilk okumada kurguladığınız her şeyi yıkıp yeniden kurgu oluşturma şansına sahip olursunuz. Bir metni okuyup  oradaki kahramanları kurgulamak  doğrudan  onu  izlemekten  daha heyecan veriyor.  Ancak metni okuduktan sonra onun sahneye aktarılmış halini merak etmeye başlıyorum. Burada benim hayâ gücüm ile diğer insanların hayal gücünün kıyaslama imkânına sahip oluyorum ve eksik ya da fazla düşündüğüm kurguladığım her şeyi rahatlıkla belirleyebiliyorum.

 

Tiyatro ile romanı kıyaslamak ise bu ben bir romancıyım diyebilirim. Romanı ya da metni okuduktan sonra okurken aldığım hazzı ikiye ve eğer başarılı bir sahne performansı ise beşe katlayabilecek olan tiyatroyu da tercih ederim.

 

Görsel sanatlar ile okuma arasında işiten kişiye büyük bir fark olduğu ve herkesin tercih ettiği şeklin farklı olduğu da aşikâr elbette.  Sinema içinde tiyatro için var olan düşüncelerim geçerli.  Ama tüm bunları bir sıralamaya koyacak olursak önce kendi keşfimi yapmaktan yani okumaktan yanayım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir