Örnek aldığınız bir kişinin hayatını araştırınız.

Örnek aldığınız bir kişinin (sporcu, sanatçı, yazar, bilim insanı, gazeteci…) hayatını araştırınız.

 

Ben bir şairi örnek alırım. Tabi yükümlülüklerimi tam anlamıyla yerine getiremem. Onun gibi olabilmem imkansız. Ancak hiç değilse safım belli olsun. Belki o kişiye beslediğim muhabbetten dolayı doğruya giderim. Necip Fazıl Kısakürek.

 

Ne güzel bir kişilik ki o hayatını insanlığın yoluna adamış. Daima güzel işlerde bulunmuş. Hem geçmişte hem bugün, hem de gelecekte yeniliğini koruyacak sanat eseri şiirleri de cabası. Ölümü bir ders. Yaşayışı bir ders. Her anın da doğru yolda olabilmeyi arzulamış ve insanlığa hizmet yolunda çalımalar yapmış. Kendi için değil kutlu davası için yaşayış sürdürmüş. Geçmiş yaşantısı karanlık diyip kötüleyenler olabilir. Ancak günahına tövbe edenin hiç günah işlememiş gibi temiz olduğu düşüncesi beni onun geçmişinde ki karanlığa götürmüyor bile. Hem hepimizin hatası yok mu? Neden topluma mal olmuş, faydası dokunmuş bu kişiyi önemsemeyelim.

 

Necip Fazıl Kısakürek’in Hayatı

 

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Eğitim hayatını Fransız Frerler Mektebi’nde, Amerikan Koleji’nde, Emin Efendi Mahalle Mektebi’nde, Rehber-i İttihat Mektebi, Büyük Reşit Paşa Mektebi, Aydınlı Köyü’nün ilk mektebinde ve Heybeliada Numune Mektebi’nde tamamladı.

 

Adından 1916 yılında günümüzdeki Deniz Harp Okulu olan Mekteb-i Fünûn-ı Bahriye-i Şâhâne’de eğitim gören Kısakürek, beş yıl boyunca bu okulda öğrenim gördü ve okulda Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Akseki gibi Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi tanınmış isimler görev alıyordu.

 

Türk şiir ve düşünce hayatında birbirlerine zıt olan Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet Ran, aynı okulda okumuşlardır. Necip Fazıl Kısakürek, Bahriye Mektebi’nde öğrenim gördüğü sırada şiir ile ilgilenmeye başladı ve “Nihal” adında haftalık bir dergi çıkarmaya başladı. Okuduğu okulda İngilizce öğrendi ve “Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare” gibi yazarların eserlerini orjinal dilde okudu. Ahmet Necip olan adının “Necip Fazıl” olması da bu okulda gerçekleşmiştir.

 

1934 yılı, Necip Fazıl Kısakürek için bir dönüm noktasıdır. 1934 yılında bir Nakşi şeyhi olan Abdülhakim Arvasi ile tanışan Kısakürek, Abdülhakim Arvasi ile yaptığı sohbetleri sayesinde ciddi bir fikir ve zihniyet dönüşümü yaşadı ve bu tanışmayı kendisine milat olarak kabul etti. Bu tanışmanın ardından Necip Fazıl Kısakürek’in şiirlerinde tasavvufi düşüncenin izlerine rastlandı. Aynı zamanda bu tanışmayla birlikte yeni düşünce sisteminin ilk önemli eseri olan “Tohum” adlı tiyatro oyununu yazdı.

 

1936’da bir kültür–sanat dergisi olan “Ağaç Mecmuası”nı yayınlamaya başlayan Kısakürek, başarı yakaladı ve dergi Ankara’dan sonra İstanbul’da da çıkarılmaya başlandı. Dergiye Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi önemli edebiyatçılar katkı sağladı. Bir kısmı İş Bankası tarafından finanse edilen dergi, 16 sayı sürdü.

 

1937 yılında tamamladığı “Bir Adam Yaratmak” adlı piyesi ilk defa 1937-38 tiyatro sezonunda, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye kondu ve büyük ilgi yarattı.

 

Hayatı boyunca birçok esere imza atan Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983 tarihinde 78 yaşındayken İstanbul’da hayatını kaybetti.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir