Simyacıların yaptığı çalışmalar kimya biliminin gelişimine nasıl bir katkı sağlamış olabilir?
Doğada değersiz olarak olarak bulunan madenleri altına çevirme, tüm hastalıkları iyileştirebilmek ve felsefe taşı yardımıyla ölümsüzlüğü bulma uğraşına simya, bununla uğraşan kişilere de simyacı adı verilmektedir. Tamamen deneme-yanılma yöntemiyle yapılan bu işlemlerin deneysel bir alt yapısı bulunmamaktadır.
Simyacılar yüzyıllar boyunca bazı konularda denemeler yapmış, bu denemeler sonucunda bazı araç gereçler ve laboratuvar malzemelerinin icat etmeyi başarmışlardır. Orta Çağ’dan sonra içerisinde bulundukları mistik düşüncelerden (ölümsüzlük kavramı, altın vb. ) vazgeçerek kimya bilimine doğru yol almaya başlamışlardır. Bu sayede kimya biliminin ilk adımları atılmaya başlanmıştır.
Simyacılar arasında en çok bilineni olan Cabir Bin Hayyan kimyanın babası olarak bilinmektedir. O dönemin imkanlarına rağmen sülfürik asidi ve kral suyunu bularak kimyaya önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Bunların haricinde barut, fosfor, eter ve mürekkep gibi günümüz yaşantısını kolaylaştıran bir çok madde simya döneminde bulunmuştur. Bu yüzden simya herhangi bir sistematik birikim ile araştırma yapmasa da bir çok maddeyi geçmişten günümüze getirdiğinden kimyaya çok büyük ölçüde katkısı olduğunu söyleyebiliriz.