Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek yolundan gir sözüyle ilgili görüşlerinizi açıklayınız.

“Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek yolundan gir.” (Mevlânâ) sözüyle ilgili görüşlerinizi açıklayınız.

 

Mevlana’nı ilmi evrenselleşmesi ve bunu tüm dünyaya kabul ettirmiş olması elbette tesadüfi değil.

Binlerce yıldır bizim tüm atalarımız ortalama olarak bu görüşü savunmuşlardır.

İki dinle bir söyle atasözünde olduğu gibi. Nice nice örnekler veririz aslında ama ben şunu anlatmak istiyorum.

İnsanın yaratılışına baktığımızda dinlemenin neden gerekli olduğunu bizlere bedenlerimiz anlatacaktır.

 

İnsanın neden iki kulağı var iken tek bir ağzı vardır. Yaratılışımız bile bize iki dinle bir söyle demektedir.

Çünkü insan dinlemeden anlayamaz anlamadan konuşan insan ham insandır bilmeden söz edeni hiçbir meclis kabul etmez içinde barındırmaz.  Ancak az ve öz konuşan konuşmadan evvel kendini konuşacağı konu ile alakalı hazırlayan dinleyen ve öğrenen kişi girdiği her ortamda sevilir ve sayılır.

Boşuna dememiş atalarımız boş teneke çok ses çıkarır diye. İşte insan da içi boş oldu mu çok konuşur ama içi boş olduğundan yalnız bir söz kalabalığı ve gereksizlik olarak görünür gözlere.

 

Çok dinlemek anlamaya yeter mi peki, hayır elbette.

Çok dinlemek değil anlayarak dinlemek gerek. Duyduğunu görmek ve kesin bilgiye ulaşana kadar da sormak gerek.  Kulaktan dolma bilgi ile de yola çıkmaz kişiyi hüsrana uğratacaktır.

Toplum içerisinde sevilmek sayılmak ve bir şeyleri tam manasıyla anlamak isteyen kişinin Mevlana’nın sözünde dediği gibi dinlemekten işe başlaması gerekmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir