Sözlü Dönem’in şiirlerinde doğa ile ilgili ayrıntıların bulunması o dönemle ilgili size nasıl bir fikir vermektedir?
Türk Edebiyatı temele inilerek incelendiğinde iki grupta incelenir. Sözlü döne ve yazılı dönem olarak incelenen Türk Edebiyatı’nın sözlü dönemi yazının kullanılmadığı dönemlerdir. Bu dönemlerde eserler sözlü olarak ifade edilmekte ve bu şekilde nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Sözlü dönem Türk Edebiyatı’nın İslamiyet öncesi dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde Türkler İslamiyet’i henüz tanımadıkları için farklı dinlerin ve inanışların etkisinde kalmıştır. Göktanrı inancı, Şaman inancı, Budizm gibi farklı inançlardan etkilenen Türk toplumu bu inançları şiirlerine de yansıtmıştır. Sözlü dönemde eserler genelde şiirdir. Şiirler ise kopuz adı verilen saz eşliğinde söylenmekteydi. Toplum bu dönemde göçebe olduğu için tabiatla iç içe bulunmaktadır. Tabiatla bu kadar haşır nesir olan toplumun eserlerinde doğa ile ilgili ayrıntıların yoğun olarak bulunması çok normal bir durumdur.
Sözlü Dönem şiirlerinde tabiat ile ilgili ayrıntıların bu kadar yoğun bulunması insanların tabiatla iç içe olduğunu göstermektedir. Toplumların edebi eserlerinde yer alan her şey toplumun bir aynası olarak görüldüğü için bu dönemde de eserlerde yer alanlar o toplumun yaşantısını yansıtmaktadır. Sözlü Dönem toplumlarının dini yönden de tabiat unsurlarını kutsal görmeleri bu unsurları eserlere yansımasını sağlamıştır. Gökyüzü, şimşek, kutsal ağaç gibi birçok tabiat unsuru şiirlerde yer alan dinsel öğelerdir.