İnsanın arkadaşı ne kadar mükemmel olsa da, her zaman biraz daha fazlasını isteyen insanoğlu; sahip olduğu arkadaşlarının olumlu yönlerini görmek yerine her zaman daha da olumlu yönleri olmasını istemektedir.
Örneğin bencillik normal şartlarda kötü bir duygudur fakat insan arkadaşının kendiyle ilgili konularda bencil ve tutucu davranmasını ister. Örneğin kendi yaptığı bencilliklerde onun haklı olduğunu savunmasını ve bir olay olduğunda haklı da olsa haksız da olsa kendi tarafının tutulmasını istemektedir. Doğru olan her ne kadar haklının tarafında olunması olsa da, arkadaşlık ilişkilerinde doğru olan arkadaşın tarafının tutulmasıdır.
Dedikodu yapmak da böyledir, normal şartlarda dedikodu çok kötü bir şeydir fakat insan arkadaşıyla sevmediği insanları çekiştirmek istediği için arkadaşının biraz da dedikoducu olmasını istemektedir.
Bana yöneltilen şu soruya şöyle cevap vermek istiyorum. Çoğunuzun yapmacık ve gerçeklikten uzak bulacağı bu yanıtı, edindiğim tecrübelerle verdiğimi baştan belirtmek istiyorum. Evet, benim arkadaşım da dedikodu yapsın ama abartmasın. Benim tarafımda olsun ama eğer haksızsam beni yalnız kaldığımızda uyarsın. Bana karşı dürüst olsun, yalan söylemesin. Sır tutsun, bugün konuşulanı yarın kötü olunca başkasına anlatmasın.
Arkadaşlıkta araya mesafe girince soğuma durumu ve yakındakilerle daha sıkı bağlantılar kurma durumu malesef olmaktadır. Benim arkadaşım ne kadar uzağımda olsa da, bir telefon kadar yakınımda olduğunu bilerek beni her zaman yanında hissetmeli ve kendini de her zaman yanımda hissettirmelidir. Derdi sıkıntısı olunca benimle paylaşsın, ona destek olayım; derdim sıkıntım olunca onunla paylaşayım, bana destek olsun.