Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, ilime ve bilime her anlamda büyük değer veren, hiçbir bilimsel temele dayanmayan hurafelerin de her daim karşısında bulunan önemli ve bir o kadar da büyük bir liderdir. Her ne kadar batının sahip olduğu yenilikleri kendi ülkesine de uyarlayarak toplumumuzu çağdaş bir konuma yükseltmek yaşamı boyunca en temel gayelerinden olmuş olsa da, ülkesini hiçbir zaman ezdirmemiş ve buna teşebbüs dahi edenlerin de her zaman için karşısında olmuştur.
Çok üst düzeyde bir milliyetçi bir kimliğe sahip olan Atatürk, Türk milletinin sahip olduğu kahraman ve bir o kadar da vicdan sahibi olan kimliğini tüm dünyaya tanıtmaya çalışmış, bu konuda bizlere dil uzatmak isteyen Türk düşmanlarına ise hiçbir zaman müsaade etmemiş ve milletini hiçbir şekilde ezdirmemiştir.
Batı kültürünün biz Türkleri itham etmiş oldukları en önde gelen suçlamalardan bir tanesi de barbar ve acımasız olmalarıdır. Ancak tarihinin her döneminde tüm boyundurluklara büyük bir hoşgörü göstermiş olan ve bu tutumları sayesinde asırlarca birçok medeniyeti bünyesinde tutan Tür toplumu için bu, çok çirkin ve asılsız iftiradır. Atatürk de hiçbir bilimsel kanıtı olmayan ve tamamen asılsız olan bu isnatları hiçbir zaman için kabul etmemiş ve her zaman karşısında durmuştur. İşte tüm bu nedenlerden dolayı Atatürk, Amerikan çocuklarına Türklerle ilgili her duyduklarına inanmamalarını, bilimsel temeli olmayan incelemelere itibar etmemelerini öğütlemiştir.