Avrupa başkentlerine giden Osmanlı elçileri görevleri sırasında hazırladıkları raporlarda Avrupa’nın hangi özelliklerinden bahsetmiş olabilir? Tartışınız.
Osmanlı devletinin elçilerinin Avrupa da geziyor olması ve hazırlanıp sunulan bir raporla orada ki gelişmeleri aktarması devletin çıkarlarına olduğu gibi gelişmesi istenilen toplumunda çıkarınadır. Avrupa konusunda gelişim süreçlerini çok hızlı olduğunu, bunun coğrafi keşiflerle başladığını, aydınlanma çağı evresi ve sanayi inkılabını ve daha nicesini biliyoruz. Bu tar gelişmeleri dönemin sultanı ve ya padişahı da iyi biliyor olacak ki bu gelişmelerden haberdar olmak arzusu ile elçiler göndermiş rapor hazırlanıp kendisine sunulmasını istemiştir. İşte böyle bir dönemde geliştirilmeyi bekleyen devlet yine de kendi içinde ki toplumsal gelişimi gerçekleştiremediği için sadece dışarıdan getirilen bilgilere muhtaç olmuş yine bu bilgilerle yetinmiş bu sayede de koca bir devletin yıkılışı izlenmiştir.
Avrupa dan gelen elçiler ise oranın mimarisini, bilimsel ve teknik çalışmalarını, yedikleri yemekleri ve kültürlerini, siyasal anlamda nasıl yönetildiklerini ve bir çok durumu hazırladıkları raporlarla birlikte Padişaha sunmuşlardır. Özellikle halkın sosyal durumunu bahsetmiş olmalılar. Düşünce özgürlüğü, adalet, siyaset gibi bir çok konunun ele alındığı görüşündeyim. Hepsinin aynısının burada uygulanmama sebeplerini iste yetersiz ve eksik görülüyor olması olabilir. Ancak nicedir ki eksik ve yetersiz görünen bu durumları gelişmiş ve çağ atlamış ülkeler gerçekleştirirlerken biz gerçekleştirememişiz. Bu durumların çokluğu kendimizi üstün görme hastalığımız olabilir mi ? Belki de..