Bugün dünya üzerinde karşılaşılan en büyük çevre sorunu kirliliktir. Kirlilik dediğimizde akla yalnızca yerlere atılan çöpler gelmemelidir.
Çevre kirliliğinin çeşitleri şu şekilde sıralanabilir;
- Görüntü kirliliği
- Gürültü kirliliği
- Toprak kirliliği
- Hava kirliliği
- Su kirliliği
- Işık kirliliği.
Peki, neden bu kadar çok kirlendik?
Eski zamanlarda var olan bir adetten ve kaybolan bir alışkanlıktan bahsetmek istiyorum. Eskiden insanlar evlerini temiz tuttukları gibi kapılarının önlerini ve hatta sokaklarını da temizler ve oralara da evleri gibi bakarlardı. Atalarımız der ki aslan yattığı yerden belli olur. Eskiden sokaklar da insanların ait olduğu ve kendilerinin saydığı yerlerdi. Dünya geliştikçe ve insanlar apartmanlara çok katlı apartmanlara yerleştikçe çevreye olan duyarlılıkları azaldı.
Çünkü insanın doğa ile teması otomatik olarak azalmıştı. Doğa ile iç içe olmayan insan onu koruma ihtiyacı duyar mı?
Bugün birçoğumuzun olduğu gibi apartman çocuğu diye tabir edilen bir çocukluk dönemi ortaya çıktı. Yani çocukluğunu üç artı bir evin içerisinde geçiren çocuklar. Doğa ile temas etmeyen bir kuşu bir kelebeği bir kertenkeleyi yakından görmeyen ve yaşadığı alanı başka canlılarda da paylaşması gerektiğini öğrenmeyen insanlar çevreyi temiz tutma ve doğayı koruma içgüdülerine sahip olamadılar. İnsanlar çok katlı binalarından dışarı çıktıklarında koştur koştur işlerine ya da okullarına gittikleri için etraflarında ne olup ne bittiğini de göremediler. Hayatın bu kadar yoğun ve yorucu bir şekilde yaşanması ile insanların duyarsızlaştığını düşünüyorum.