Edebiyatın tarihle nasıl bir ilişkisi olduğunu düşünüyorsunuz?
Edebiyatın tarihle çok yakından bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Yazının icadı tarihi için bir devir açıp bir başka devri kapatırken aynı zamanda edebiyatında yazılı olarak icra edilmesine olanak sağlamıştır. İlk İnsanlar duygularını ve olayları mağaralara duvar resimleri aracılığıyla kazırken yazının icadı ile daha kalıcı ve daha anlaşılır bir şekilde duygularını ifade etme şansına sahip olmuşlardır.
Edebiyatın tarihle başka bir boyuttan ilişkisi ise şöyle değerlendirilebilir. Tüm dünyanın, ülkelerin ve toplulukların geçirmiş olduğu tarihsel süreçte yaşanan olaylar insanları etkilemekte ve edebi eserlere yansımaktadır. Örneğin Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan milletimizin edebiyat tarihinde Milli Edebiyat Dönemi oluşmuş ve milli eserler ortaya çıkmıştır. Süreçlerin edebiyatı, edebiyatında süreçleri etkilediği bu açıdan bakıldığında su götürmez bir gerçektir. Tarihi ve edebiyatı birbirinden ayrı düşünmek değerlendirmeye çalışmak anlam konusunda eksikliklere yol açacak ve ne edebiyatının ne tarihin tam anlamıyla anlaşılmasına olanak sağlamayacaktır.
Unutmamak gerekir ki tarihin akışını da edebiyatın gelişimini de insanlar idame ettirmiştir ve her iki olguda birbirinden ayrı düşünülemez. İnsanlar kendilerini ifade etmek istemeseler hiçbir zaman bu kadar değişmeyecek ve gelişmeyecektik. Hatta belki de hala avcı toplayıcı bir toplum olarak yaşamımızı devam ettiriyor olacaktık. Ama insanın düşünme isteği ve düşünme yeteneği sayesinde hem edebiyat hem tarih iç içe ilerlemiştir.
Bir örnek da verecek olursak matbaanın icadı tarihi bir gelişim olarak kaydedilirken edebiyatında herkese ulaşmasını sağlayan bir aracı olmuştur.