“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!” sözünden ne anladığınızı söyleyiniz.
Düşünün ki yeni bir devlet kurma ve yönetme gücü kişilere veya belli mevki sahibi şahıslara lütfedilmesi yerine kayıtsız şartsız, doğrudan direk millete ait olmasıdır. Anayasamızda yer alan 6. Maddeye yönelik bakıldığı zaman içerisinde yer alan cümlenin “Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz…” Açık ve net olarak aktarılmıştır.
Halk yönetme ve yönetilmede tek söz sahibi olduğu gibi Halk bir bütündür ve asla ayrı düşünülemez.
Sözün geçmişten günümüze kadar gelen değişimler içerisinde eski orijinal telaffuzu “Hakimiyet bilâ kayd-u şart Milletindir” olarak söylenmiştir. Günümüzde ise “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!” dillenerek okullarda, resmî kurumlarda ve birçok mevki sahiplerin baş köşesinde ülkenin gelecek nesillerine ışık veren bir cümle olarak benimsenmiştir. Milletten alınan gücü esas kabul gören Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ‘e göre Kongreler ve Meclis demek, Ulus demektir. Kapsamına bakacak olur isek;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, resmi ulusal sınırları içerisinde bir “ulus devletidir”. Bu sınırların belirlenmesi Kurtuluş savaşından sonra ““Misâk-ı Millî” ile belirlenmiş olan toprak bütünlüğümüzü ifade eder.
Birinci Meclis’in temeli; “Müdafaa-i Hukuk” tur. Müdafaa-i Hukuk’un özü ise “Ulusal Egemenlik ve Tam Bağımsızlık” tır. Tam bağımsızlık, Kuvâ-yi Millîye anlayışı ile ruh bulur. “Ulusal Güçler” demek olan Kuvâ-yi Millîye ise, Türk Milleti’nin onurunu temsil eder.
Ne güzel bir sözdür ki Halkına bir bütünlük verilmiş olduğunun habercisi ve geleceğe bir ışık saçan imza bırakmaya yönelik bırakılmış derin bir söz kısaca “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!”