Evinizden, ailenizden ve yaşadığınız şehirden ayrı kalsanız neler hissedersiniz? Açıklayınız.
Ayrılık üzerine yazılmış onlarca türkü ve şiir görebiliriz. Şairler, yazarlar bu konu üzerinde çekilen acılara dikkat çekmişler bizlerin ayrıldıktan sonraki hislerine tercüman olmuşlardır. Kimse doğup büyüdüğü ve yaşamını sürdürdüğü, alıştığı yerden ayrılıp başka yerde yaşamayı keyfi olarak istemez. Şartlar değişirse başka. Keyfi olarak diyorum. Çünkü oraya alışmışsındır. Ora ile bütünleşmiş oranın kültürünü benimsemiş artık oranın bir parçası olmuşsundur. Aslen farklı bir memleketin ve köyünde olsa orayı benimsemişsindir. Memleketin orasıdır. Öyle gelir ki tatile bile gitsen özlersin yaşadığın sokağı. Mahallede ki bakkalın verdiği samimiyeti bulamazsın büyük hipermarketlerde. Bir de düzenli bir aile hayatın söz konusu ise ayrılıktan sonra yaşayacağın sıkıntılar ikiye katlanır. Kendi işlerini kendin halletmek zorundasındır. Yemeğini kendin yapmalı, çamaşırları kendin yıkamalısındır. Bunu çoğaltabiliriz. Kısa örnek veriyorum.
Evimden, ailemden ve yaşadığım şehirden ayrılmak zorunda olsam çok zorlanırdım. Yaşayacağım zorlukları sıraya koyabilirim elbette. İlk sırada özlemlerim yer alırdı. Onunda ilk sırası ailem olurdu. Sonra yapmak zorunda kaldığım işlerin verdiği stresle uyuşukluk arasında kalır dağınık bir ev halim olurdu şüphesiz. Bir yabancı olurdum yaşadığım yeni şehirde. Gideceğim her adresi sorar insanlara temkinli yaklaşırdım. Hemen dost edinmez güvenmeyi beklerdim. Gezmez evden dışarı kolay kolay çıkmazdım. Her gün ailemi arar hal hatır sorardım. Kısaca alışamazdım. Orada yaşadığım süre içinde psikolojik bunalıma girme ihtimalim bile var.