İçme suyu ve tuzlu su arasındaki farklar neler olabilir? Tartışınız.
Susuz bir yaşam söz konusu olamayacağı için suyun devamlı ve güvenli bir şekilde temin edilmesi, su kaynaklarının korunması oldukça önemlidir. Yeryüzünde bulunan sular birbiriyle bağlantılı olduğu için, herhangi bir bölgedeki kirlilik ekosistemdeki etkileşim dolayısıyla başka bir bölgeye taşınır. Bu yüzden kullanıldıktan sonra atık su ismini alan su, birikinti ve kirlilik etkeni olmayacak, içme suyunu kirletmeyecek şekilde etraftan uzaklaştırılmalıdır. İçme suyu;
- Hastalığa sebebiyet verecek mikroorganizma bulundurmamalı.
- Berrak, kokusuz, renksiz ve içimi hoş olmalı.
- Yeterli miktarda yumuşak olmalı.
- Demir, mangan, hidrojen sülfür gibi elementleri bulundurmamalı.
- Su içerisinde zararlı kimyasallar bulunmamalı.
- Sülfat, çinko, nitrit, kurşun gibi kimyasallar belirlenen oranlarda olmalı.
- PH istenilen özelliklerde olmalıdır.
Dünyanın yaklaşık olarak %71’i suyla kaplıdır. Bu devasa kütlenin büyük bir alanını da denizler ve okyanuslar meydana getirir. Fakat hiçbir suretle içme suyuna erişme imkanımız olmasa bile, denizlerin suyunu tuz içeriği sebebiyle tüketemeyiz.
Hipertonik bir sıvıdır tuzlu su yani, tuz içeriği insan kanının tuz içeriğinden daha fazladır, tuzluluk oranı ise 35’tir. Deniz suyu gibi yoğun oranda hipertonik sıvılar tüketmek, vücudun savunma mekanizmasına zarar verir.
İçme suyu ve tuzlu su arasındaki farklara değinmek gerekirse içme suyu; tatlı su olarak da kullanılan, tatlı su kaynaklarından elde edilen bir sudur. Tuzlu su ise karışımlardan meydana gelir. Tatlı su içilebilir bir su olurken, tuzlu suyun içilmesi olası değildir.