Her yıl geçtikçe çoğu insanın düşüncesi değişiyor ve artık öyle bir zamanda yaşıyoruz ki karşılıksız iyiliğin bu dünyada artık olmadığını düşünüyoruz. Genellikle karşılaştığımız manzara karşısında insanlık ölmüş, iyilik yapan kalmamış, iyilik yapanın da mutlaka bir karşılığı olduğunu düşünüyoruz ya da görüyoruz. Bunlar genel olan görüş istisna durumlarda vardır elbet. İyilik aslında insanların içinden gelerek Allah sevgisi, merhamet ve şefkat doğrusunda gerçekleşir. Her insan karşısında olan duruma karşı iyimser olmalıdır. Unuttuğumuz bir nokta var o ise bu dünyanın fani olmasıdır. Yardımda bulunarak insanların hayatını değiştirebilirsiniz, insanları mutlu edebilir ve onların arkasında durarak yüzlerindeki gülümseme kaynağının sebebi olabilirsiniz.
Peki yaptığımız iyilikler bize ne kazandırır? Böyle bir düşünceye sahipseniz cevabı da belki bu dünyada belki diğer dünyada elbet bir karşılığı olacaktır. Sonuçta hayvanlara yapılan iyilik bile bağışlanma nedeni ise, insanlara yapılan iyilik ve yardımların bize neler kazandıracağı düşünebiliriz. İyilik yapmanın yolları nelerdir? İyilik yapmanın yolları çoktur. Kişi kendini bildikten sonra eli, dili ve var ise malıyla yardımda bulunabilir. Bunlar aslında hepimizin bir görevidir. Allah, mutlaka yaptığımız iyilikleri bilir ve karşılığını da verir.
Pek çok ayet ve hadiste insanlara iyilik yapmaları emredilmiş ve bunların yolları gösterilmiştir. Peygamber efendimiz ise bize iyiliği şöyle tanımlamıştır: Bir zamanlar günahkâr bir kadın vardı. Yolda giderken bir kuyuya rastladı. Kuyunun çevresinde bir köpek dolaşıp duruyordu. Köpek çok susamıştı. Susuzluktan ölmek üzereydi. Kadın, bunu anlayınca hemen ayakkabısını çıkardı. Onunla kuyudan köpek için su aldı ve hayvana içirdi. Allah da bu günahkâr kadını, köpeğe yaptığı iyilikten dolayı bağışladı. Yaptığımız en ufak iyiliğin bile mutlaka karşılığını alacağımızı her zaman bilmeliyiz.