Bize yapılan bir iyilik karşısında mutlu oluruz, seviniriz, kendimizi değerli hissederiz ve aynı zamanda karşı tarafa borçlu hissederiz. İyiliğin karşılığını vermeye çalışır, yapılan iyilik karşısında şükran duyguları besleriz ve yapılan iyiliği asla unutmayız. İnsanların bir bütün halinde, topluluk içinde yaşaması birbirlerine ihtiyaç duymaları anlamına gelmektedir. Bugün siz birine iyilik yaparsınız yarın gelir o iyilik sizi bulur, başka biri size iyilik yaparsa kendinizi borçlu bilir iyiliğin karşılığını başka zaman vermeye çalışırsınız.
Aslında iyilik karşılıksız ve zorunlu olmadan yapılan bir davranış olduğu için oldukça önemli bir davranıştır. Bu her iki taraf için de geçerlidir yani iyilik yapan kişi için de iyilik yapılan kişi için de bu durum aynıdır. Karşı tarafa yaptığımız iyilik sadece karşıdaki kişiyi memnun etmez aynı zamanda bizde bir insanın ihtiyacını karşıladığımız için ya da ona biraz da olsa faydamız dokunduğunu düşünmek bizi oldukça mutlu eder. Karşılıksız iyiliğe ufak bir örnek verecek olursak siz bugün birkaç çocuğa oyuncak ya da şeker alıp sevindirirseniz o çocukların yüzündeki tebessümü görünce siz de mutlu olursunuz ve o çocuklar sizi gördükleri zaman bir daha unutmazlar. Yaptığınız basit bir iyilik bile bir gün gelir sizi bulur ve başınızın sıkıştığı zaman yardımınıza iyi biri yetişir ve bu sefer size yapılan iyilik karşısında siz kendinizi mutlu edersiniz. En önemli nokta ise yaptığınız iyilikten karşılık beklemeyin ama size karşı yapılan iyiliğin de hakkını mutlaka ödeyin.