Metafizik, felsefenin biricik tartışma konusudur. Hatta öyle denebilir ki felsefenin ilk tartışma konularından bir tanesi de metafiziktir. Dünyanın ve bilinmeyenlerin anlamdırılması olarak bilinen metafizik, soyut kavramlar üzerinde, olmayanların küçük yapı taşları üzerinde düşünmek anlamına gelir. Metafizik deyince felsefe dünyasında ilk aklımıza gelen kişi kuşkusuz Leibniz olabilir. Leibniz, bir metafizik kanunu olarak üzerinde fazlaca çalıştığı monadlardan bahseder. Monadlar, evrenin biricik bölünemez ve parçalanamaz, bastırılamaz ve örtünemez yapı taşlarıdır Leibniz’e göre ve her şey monadlar aracılığı ile var olup çoğalır. Metafizik her şeyin geldiği yer, varlık ve soyut kavramların çoğalışı, düşünce dünyasının örgüleri hakkında yapı taşı araştırmasını yapan bir alandır bu noktada. Görünmez bağları görünmez kavram arasında örerken, mükemmel mantık zincirleri ile adeta bir kilim dokuyormuş gibi hissettirir. Bir şeylerin temeli, çekirdeği, nüvesi hakkında kurduğu yapılar kendi içerisinde son derece kararlı ve mantıklıdır metafiziğin. Fakat metafizik alanında da çok sayıda teorem bulunmaktadır. Bu teoremler birbirinden farklı görüşlere sahip olsa da, tamamı yapı bozumcu ve köktencidir metafizik teorilerinin. Çünkü bu teoriler her zaman her şeyin başladığı ve yayıldığı nokta ile ilgilenirler. Her zaman olanı ve olanın olmuş halini parçalarlar, olanın parçalanamaz en küçük haline ulaşmak isterler. Işte bu özelliği ile metafizik felsefe disiplinleri arasında en köktenci olanlardan biridir diyebiliriz.