Ölüm katılığı nedir? Neden böyle bir durum oluşur?
Organizma, canlı olduğu durumlarda belli başlı özelliklere sahiptir. Canlılık devam ettiği sürece de bu durumlar değişkenlik gösterse de belli bir miktarı korunmaktadır. Ancak ölüm, fizyolojik olarak organizmanın son durumudur. Bu durumun gerçekleşmesi ile tüm sistemler giderek yavaşlar ve durur. Ölüm sonrasında birtakım fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Bunlardan en önemlisi kalp ve beynin işlevinin geri dönüşümsüz olarak durmasıdır. Bu durum belli bir süre damarlarda dolanan kanın ve kas aktivitesinin sonlanması ile tam olarak tamamlanır. Ölümden sonra vücutta oksijen olmadığından dolayı dokularda morarmalar görülmeye başlanır. Bu morluklar giderek tüm vücudu kaplar ve organizma tamamen durur. Katılaşma adı verilen bu durum da ölümün sonrasında gerçekleşmektedir.
Ölüm katılığı, kasların oksijenli solunumundan sonra meydana gelen bir durumdur. Oksijensiz kalan kaslarda aktin ve miyozin kasılmaz. Bu durumda oksijensizlikten meydana gelmektedir. Oksijensiz kalan kas dokusu aktin ve miyozinin işlevsizliğinden kaynaklı olarak gelişir. Hareketsiz kalan bu kaslar birbiriyle birleşerek sert bir yapı haline gelir. Ölümün ilerleyen süreçlerinde de bu sertlik giderek artar. Ölüm durumunun tayini saat olarak bilinmediğinde bu sertliğin derecesine göre yapılmaktadır. Bu süreç belirlendikten sonra da kişinin tekrar eski yumuşak doku haline gelmesi mümkün değildir. Ölüm katılığı olarak bilinen bu durum, tüm insanlar hatta tüm canlılar için belirli bir süre sonra yaşanmaktadır.