Osmanlı Devleti yönetim anlayışı ile Selçuklulardaki yönetim anlayışını karşılaştırınız.

Osmanlı Devleti yönetim anlayışı ile Selçuklulardaki yönetim anlayışını karşılaştırınız.

 

Osmanlı Devleti, yönetim anlayışı yönetenler ve yönetilenler olarak 2 sınıfa ayrılmıştır. Yönetenler kendi içerisinde seyfiye, kalemiye ve ilmiye sınıfını oluştururken; yönetilenlere sınıfı ırk, dil ve din ayrımı yapılmadan reâya (tebaa/halk) denilmiş ve reâyaya karşı izlenen İstimalet Politikası (gönül alma) sonucunda oldukça adaletli davranılmıştır. Hatta bu istimalet politikası sonucunda Bosna Hersekliler gibi bazı Balkan toplulukları Türk İslam kültürünü benimsemişlerdir.

 

Devlet işlerinde son dönemlerde Osmanlı devleti içerisinde yer alan Müslüman olmayan unsurlar yani Zımmîler de görev almış, kısacası tevdî-i emanet denilen işi ehline verme anlayışı uygulanmıştır. Osmanlı Devleti, tebaasından olan Hristiyan ailelerden devşirme sistemiyle alınan çocukları eğiterek, bunların asker olmasını veya devletin önemli kademelerinde yer almasını sağlamıştır. Kul sistemi adı verilen bu sistem ile yetişen kişiler, devlet yönetiminde sadrazamlığa kadar yükselebilmişlerdir. Sokullu Mehmet Paşa da bu sadrazamlardan birisidir.

 

Selçuklular devlet kurmadan önce, eski gelenek ve törelere bağlı bir ulustular. İslam dinini kabul ettikten sonra, yönetsel bir ikilemin içine sürüklendilerse de eski töre ve yönetim biçimlerini uygulamanın yanı sıra İslami bir anlayışla, ülke yönetimini örgütlemede, başarılı oldular. Bu konuda, Abbasiler, Karahanlılar ve Gazneliler devletlerinin yönetim biçimlerinden etkilendiler.

 

Sultanın bulunduğu başkente, Divan-ı Saltanat adı verilen bir hükümet vardı. Başında da veziriazam bulunurdu. Divan-ı saltanata bağlı, askeri mali, adli ve öteki işlere bakan çeşitli divanlar vardı. Başkenttekine benzer biçimde eyaletlerde, eyalet divanları bulunurdu. Uygulamayla ilgili yasalar ve kurallar, saltanat divanında belirlenir, sonra da imparatorluğun tüm topraklarında uygulanırdı. Büyük divanda, müstevfi (Maliye nazırı), nişancı, müşrif (genel müfettiş), emir-i arızulceyş (harbiye nazırı) gibi görevliler bulunurdu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir