Uygurların yerleşik hayata geçmelerinin hayat tarzlarına etkisi nedir?

Uygurların yerleşik hayata geçmelerinin hayat tarzlarına etkisi nedir?

Orta Asya’nın engin dağlarının düz ovalarında kurulmuş ilk Türk devletlerinden biri olan Uygur devleti, tarihin akışını değiştirmiş, savaşçı kimliği olan Türklerin daha çok kendi içine kapanmasını sağlamıştır. Bu dönemde toprakların genişlemesi durmuş sonuç olarak yıkılmıştır. Manihaizm dinini benimseyen Uygurlar, dinin gereklerini birer birer yerine getirmeye başlamıştır. Et yemenin yasak olduğu bu dinin kuralları nedeni ile Uygurlar da et yemek yasaklanmıştır. Yasaklanan et nedeniyle de hayvancılık yapmak durma noktasına gelmiş ve başka sonuçlar doğurmuştur. Sadece deri, süt ve süt ürünleri gibi amaçlara hizmet eden hayvancılık gelişim gösterememiş bu da toplumu ekip biçmeye, tarıma yönlendirmiştir. Tarıma yönelen toplum sabit bir yaşam tarzı benimsemesi gerekçesiyle göçebe bir toplumdan yerleşik hayata geçmiştir. İlk kez Uygurlar döneminde yerleşik hayata geçen Türk toplumu tarımla ilgilenmiştir. Tüm nedenler farklı sonuçlar doğurmuş toplum farklı yönlerde etkileşim göstermeye başlamıştır.

 

Yerleşik hayata geçmelerinin ardından savaş yapmak için daima saldırı sistemini uygulayan Türkler artık savunma hattı kurmaya başlamış ve bir çok saldırıya maruz kalmıştır. Mani dininin savaşçı kimliklerinin yok olmasına neden olması Uygurları tarıma yönlendirmekle kalmamış, taşınamaz evlerin yapımı ile mimarisinin gelişmesini de sağlamıştır. Türkler tarih boyunca at üstünde savaşıp et tükettikleri için bu gelişmeler onların kültürel anlamda köklü değişimini sağlamıştır. Bu değişimler sonucu yaşayış tarzı ve hayatları değişen Uygurlar farklı alternatifleri gözetmek zorunda kalmışlardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir