Osmanlı Devleti bir yerin fethinden hemen sonra şehre “kadı” atardı. Yeni fethedilen toprakların sorumluluğunun kadıya verilmesinin sebebi ne olabilir? Tartışınız.
Toplumları bir arada tutmak, kişiler arasında ki anlaşmazlıkları gidermek, davalı ve davacı arasında ki gerçekleşen eylemi sonuçlandırmak için adaleti tesis etmek gerekirdi. Yeni fethedilmiş topraklarda siyasi bir birlik olmadığı gibi adaletin sağlanması da gereklidir. Yönetimi, sistemi ve yönetenleri değişen halk bir boşluğa düştükleri varsayılarak hareket edecek olurlarsa o bölgeye kargaşa hakim olacaktır. Çıkacak her olay devletin siyasi birliğine zarar vereceği gibi çıkacak isyanlarında tetikleyicisi olacaktır. Bu nedenle Osmanlı Devleti bir yerin fethinden hemen sonra şehre kadı atardı.
Bu bölgeye atanan kadının bir çok görev ve yetki sahibi olduğu bilinmektedir. Önceki İslam devletlerinde görev alan kadılardan daha çok ve farklı kollarda görev verilen kadılar Osmanlı Hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir. Belediye başkanlığı, nikah işleri, kendi çalışma alanında bulunan kişilerin raporunu merkeze gönderme, sözleşmeleri onaylama gibi görevleri üstlenirken merkez tarafından gönderilen talepleri uygulama ve halk tarafından istenenleri ise divana sunma gibi aslı sorumlukları mevcuttu. Sadrazam olmak için herhangi bir eğitim sürecinden geçmek gerekmese bile kadılık için eğitim almanın zorunluluğu vardı. Eğitimini tamamlayan kadılar ilk olarak şimdilerde asistanlık dediğimiz şekliyle danişmendilik yapmak için seviye olarak diğerlerinden daha az önem arz eden medreselerde görev alırlardı.
Kadılar atandığı topraklarda siyasi birliği sağlayarak Osmanlı Devletinin temsilcisi olarak görevlerini sürdürmekte, halkın isteklerini merkeze yönlendirmekte, merkezden gelen uygulama işlerini ise tatbik ederek merkezi otoritenin varlığını hissettirmekte son derece başarılı olmuşlardır ki Osmanlının büyüme sebeplerindendir.