“Kim bir yiyecek maddesini kırk gün saklarsa, o kişi Allah Teâlâ’dan uzaklaştığı gibi, Allah Teâlâ da ondan uzaklaşır. Bir bölgenin insanları, aralarında aç bir kimse varken sabahlarsa, Allah Teâlâ’nın himayesi onlardan uzak olur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 32.)
Yukarıdaki hadis-i şerifte dile getirilen “yiyecek maddelerinin saklanarak piyasaya sürülmemesi” toplumda ne tür olumsuzluklara sebep olur?
Yiyecek maddelerin kırk gün saklandıktan sonra üreticinin ürünlerini piyasaya sürmesi toplumda güvensiz bir ortamın oluşmasına sebep olur . Oysa aslolan toplumda güven ve huzur ortamın oluşmasıdır. Satıcının ve alıcının birbirine güvenemediği bir toplum oluşur. Alıcının ihtiyacını bilen satıcı fiyat konusunda keyfiyete göre belirlediği için zalim konuma gelir. Şayet duruma el konulmadığı müddetçe alıcının elinde iki seçenek kalır ya ihtiyacını karşılayamayacaktır ya da mecburen o fahiş fiyata ürünü satın almak zorunda kalacaktır. İki seçenekte de alıcı mağdur duruma düşecektir. Mağduriyetini gideremeyen alıcı toplum mağduriyetini gidermek için başkalarını mağdur edebilir örneğin hırsızlık yapabilir, yasal olmayan yollara başvurabilir.
Mağduriyet başka bir mağduriyeti doğurup bu döngü toplumun çoğunluğunu etkisi altına alır. Adalet duygusunun olmadığı bir toplum her türlü mutsuz ve sömürüye açık hale gelir. Toplumun refah düzeyi düşer zengin ve fakir arasındaki maddi uçurum açılır. Adalete güveni olmayan bir toplumdan erdemli bir topluluk olabilmeleri pek mümkün değildir çünkü ahlaki çöküşü olan birey ve toplumlardan erdem beklenemez.