Yüzyıllar boyunca aşk, neden sözlü ve yazılı ürünlerin başlıca teması olmuştur?

Yüzyıllar boyunca aşk, neden sözlü ve yazılı ürünlerin başlıca teması olmuştur? Konuyla ilgili düşüncelerinizi paylaşınız.

 

Aşk, yüzyıllar boyunca hemen hemen her insanın yaşadığı bir duygudur. İnsanların birbirlerine karşı olan duyguların daha yoğun ve istekli olma durumudur. Aşk iki kişinin arasında olma durumudur. Aşık olan insan içini dökmek ister, dertleşmek ister. Aşkını etrafındakilere anlatmak ister. Çünkü anlattıkça rahatlar. Kendi kendine konuşmaktan, hayaller kurmaktan kendini alabilmesi için, içini dökmesi gerekir. İşte bu yüzdendir ki bütün şair ve yazarlar eserlerinde aşk üzerinden ilerlemektedir ama aslında kendi amaçları kendi içlerini dökmektir, duygularını haykırabilmektir.  Yazarlar da halka bakarak , eserlerinde  aşk konulu temalardan ilerlemişlerdir.

 

Edebi metinlerin okuyucu etkilemesi gerekir. Aşk da etkileme sırası olarak ilk sıralarda diyebiliriz. Edebi eserler de bir çok aşk ürünü yazmış yazarlar mevcuttur. Bunlara örnek olarak. Halit Ziya Uşaklıgil, Aşkı-memnu, Reşat Nuri Gültekin dudaktan kalbe,  Mehmet Rauf eylül  gibi yazar eserleri ilerleyen zamanlarda görsel izlenceye uyarlanmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir