Öznellik, kuşkusuz felsefenin üzerinde en çok tartıştığı kavramlardan bir tanesi. Rönesans’ın ortaya çıkışı, Descartes’ın düşünceyi ön plana koyan ve insanın düşünce faaliyetini değerli kabul eden anlayışı modern felsefenin temellerini düşünme eylemine endekslemeyi başarmıştır. Kartezyen ve analitik düşünmenin değerli kabul edildiği şu günlerde modern felsefenin en değerli sorularından bir tanesi, tek bir soruya verilen cevapların farklılık göstermesinin sebebinin ne olduğudur.
Tek bir soruya verilen cevaplar farklılık gösterebilir. Bunun hem öznede içkin sebepleri vardır, hem de özne dışında, yani aşkın sebepleri vardır. Dilerseniz Leibniz’in Monadlar Felsefesi ışığında bu iki farklı ihtimali inceleyelim.
- Doğru cevap, felsefi düşünceye göre tek değildir. Dünyada birbirinden farklı kavram ve durumların birbirinden farklı gerçeklikleri vardır. Olaylar ve durumlar gerçekliklerini katı ve değişmez birer olgu olarak değil, birbirinden farklı bakış açıları olarak taşırlar. Bireyler ise bu farklı bakış açılarına yerleştikleri ölçüde sorulara birbirinden farklı cevaplar verirler.
- Soru, felsefenin en temel çatışma kavramlarından bir tanesidir. Bir soru, her bireyin algı dünyasında aynı şeyin temsili değildir. Bireyler soruları birbirinden farklı imgelemler geliştirerek birbirlerinden farklı şekillerde anlayabilir. Bir başka ihtimal olarak bireyler, soruları yaklaşık olarak birbirine benzer olarak algılasalar da, zihinlerindeki cevaplar yaşam deneyimleri, bilgi birikimleri ya da çıkarsama biçimleri göz önüne alındığında farklı olabilir.