Günümüzde bilim ve felsefe üzerine yapılan en sık hatalardan biri, bu iki disiplini tamamen ayrı kulvarlarda değerlendirmektir. Ancak bu doğru değildir. Sorunun cevabına geçmeden önce bu iki kavramı tamamen farklı olarak değerlendirmenin neden yanlış olduğuna değinelim.
Bilimi ve bilimsel bilgiyi tanımlayan tüm ölçütler, tamamen felsefe tarafından belirlenmiştir. Yani bilimin verdiği bilgilerin güvenilirliğinin ya da “iyi bir açıklama” olduğunun ölçütü, felsefenin bir konusudur. Felsefe olmaksızın bilim ve bilimin yöntemleri tanımlanamaz. Örnek olarak şu önermeyi ele alalım; Bilim insana, varlık hakkında en güvenilir açıklamaları sunar. Bu önerme bilimsel bir önerme değil felsefi bir önermedir. Çünkü bilimin “en iyi olan”,” güvenilir olan” gibi kavramlar üzerine açıklama yapması mümkün değildir.
Buraya kadar her şey anlaşıldıysa sorunu cevabına geçelim. Bilim, felsefeden daima yararlanır ve yararlanmaya devam edecektir. Bilimin tüm metafiziksel ön kabulleri felsefi akıl yürütmeler sayesinde mümkün olur. Nesnenin doğasını anlamak istemeden önce, nesnenin bir “açıklaması” olduğuna, ya da herhangi bir hareketin “nedeni” olduğuna inanırız. Her şeyin bir nedeni olduğu felsefi ön kabul, bilimin felsefeden yararlandığına dair küçük bir örnektir. Aynı şekilde cevaplanması bizim için “anlam” iade eden fenomenler, öncelikli olarak felsefi soruşturma ile başlar. Bilimsel yöntem, bu felsefi sorulara gözlemle kontrol edilebilir, deneysel ve tutarlı cevaplar aramaktadır.