Bir durumu bilmek geçen olayları öğrenebilmek yaşananları anlamak için olayın geçtiği yeri gezip görmek bizlerin yararına olacağı gibi yanlış bilgi edinmemizin de önüne geçecektir. Çanakkale’ yi bilmek yetmez. Anlamak da gerekir. Uzaktan uzağa edindiğimiz bilgiler hava da kaldığı gibi bir süre sonra unutulmaya yüz tutacağı da bir gerçektir. Bunlar genel anlamda uygulamamız gereken insani görevler. Bunun yanı sıra millet olarak üzerimize düşen asli görevler mevcut. Çanakkale gibi büyük bir milli mücadele savaşının yaşandığı bölgeyi ziyaret etmek üzerimize düşen bu asli görevlerdendir. Ziyaret gerçekleştirilirken manası akıllarda kalıcı olmalı ki bırakılan hatıraya saygısızlık etmeyelim. Büyük bir edeple gidip vardığımız zaman şehitlerimize dualar okumalıyız.
Çanakkale savaşı milletimizin Anadolu topraklarına kadar kıstırıldıktan sonra bu coğrafyanın dahi bize yar edilmemesi amacı ile bize karşı yürütülen ve bir çok devletin katıldığı savaştır. Düşmanlarımızın çokluğu ve güçlülüğü atalarımızı yolundan döndürmemiş korkusuzca savaşıp galip gelmişlerdir. Bu galibiyeti kolay sanmak atalarımızın ruhunu inciteceği gibi onlara karşı yapılacak en büyük saygısızlık olacaktır. Çünkü Silahlar az, mühimmat yetersiz, giyilen kıyafetler yamalı, erzak az. Bunlar bizim bildiklerimiz. Kim bilir daha ne zorluk yaşamışlardır. Savaşacak erkek sayısının azlığından çağrılan erkek yaşı 15′ e kadar düşmüş o dönemde. Şimdileri eve ekmek aldırmakta zorlandığımız küçük kardeşlerimizin yaşındalar yani. Çoğu lise mezun veremiyor. Beni yaralayıp üzen bir çok hadise var Çanakkale savaşında. Ancak bunların arasında 57. Alay ‘dan bir kişinin bile sağ kalmayacak şekilde düşmana hücum etmesini aklımdan çıkaramıyorum.