Günlük hayatta “Düşüncesizlik ettim.” ve “Düşünmeden konuştum.” gibi ifadeler kullanılır. Düşünmeden eylemde bulunmak ya da konuşmak nasıl mümkün olabilir?
Düşünce, aslında ayrıntılı bir şekilde ele alma, analiz etme, bağlantı kurma ve sonuçlar çıkarma gibi eylemlerin tamamına verilen topu isimdir. Zihnimiz gündelik hayat içerisinde kimi zaman o kadar hızlı bir şekilde bu adımların hepsini gerçekleştirir ki bizler bütün bunları yaptığımızın farkına bile varmayız. Günlük hayatta ise sosyal normlar etrafında kimi zaman kaydadeğer kabul etmemiz gereken etik değerleri göz ardı edebiliriz. Bu göz ardı edilen değerlere günlük hayatta ‘’düşünce’’ adını veriyoruz. Örneğin ‘’düşüncesizlik etmek’’ bir şekilde etik değerler dışında hareket etmek, kaba olmak, yeterince nazik ya da zarif davranamamış olmak anlamına geliyor. Düşüncesizlik etmenin bir diğer karşılığı da ‘’hesaba katmamış olmak’’ kuşkusuz. Bir şeylere karar verirken bir etkeni hesaba katmayı unutan, onun da etkisini incelemeyi akıl edemeyen kişiler de günlük hayatlarında ‘’düşüncesizlik ettim’’ lafını kullanabiliyorlar.
İnsan düşünmeden hareket edemez, çünkü düşünmek oldukça elektrokimyasal yani ekanik bir süreçtir. Beyne giden ve beyinden geri dönen sinyallerin bütünü bizim bugün düşünmek dediğimiz şeyi oluşturur. Fakat insan kimi zaman düşünmesi gereken her ayrıntıyı gerektiği berraklıkla zihin süzgecinden geçiremez, kimi ayrıntıları göz ardı eder ya da kimi ayrıntıların etkisini yanlış hesaplar. İşte bu düşüncesizlik değil, yanlış / eksik / hatalı düşünme olarak adlandırılabilir.