İlk Türk devletlerindeki kut anlayışını açıklayınız.
Kut Anlayışı, İslam öncesi Türk Devletleri’nden itibaren temeli atılarak; Osmanlı Devleti’ne kadar devam eden bir egemenlik anlayışıdır. Devleti yönetme yetkisinin, yöneten aileye Tanrı tarafından verildiğine inanılan bu anlayış, yüzyıllar geçse ’de, Türkler yeni dinlere inansalar da, devam etmiştir.
İslamiyet Öncesi Türk Devletleri’nde, yönetim her zaman aynı ailede kalmıştır. Sebebi Kut Anlayışına göre, bu aileye yönetme yetkisini Tanrı vermiştir. Bu yüzden devleti yönetme Kut verilen kişi ve hanedan dışına çıkması imkansızdı. Her ne kadar Kut Anlayışı, ilahi bir temele dayansa da ülkeyi yöneten kişi ilahi bir ayrıcalığa sahip değildi. Başka toplumlarda Tanrı Kral anlayışı gözlemlenir iken, Türk Toplumunda bunun olmadığı çok açıktır. Yönetici de sıradan bir insandır ve ilahi bir vasfa sahip olmadığı için hata yapabilir, bilgisiz olabilir ve başarı da muhakkak değildir. Ulu olan Kut Anlayışıdır ve sorgulanamaz. Bu anlayış sayesinde Türk Devletleri’ni yöneten hanedanlar eleştirilmemiştir. Türk Tarihi’ne bakarsak, Memlük Devleti dışında hiçbir Türk Devleti’nde birden fazla hanedan ya da ailenin devleti yönettiğini göremeyiz. Çünkü Kut tek bir hanedana verilirdi.
İslamiyet’in kabulü ile beraber Kut Anlayışı sadece şekil değiştirmiştir. Ancak mantık gene aynıdır. Sadece İslamiyet’in getirdiği kurallar çerçevesinde Kut Anlayışı devam etmiştir. Artık Sultanlar, Halife’den menşur alarak saltanatlarını güçlendirmişler ve meşrulaştırmışlardır.