İslamiyetten Önce Arap Yarımadasında Toplumsal Birliği Sağlanamamasının Nedenleri Nelerdir?

İslamiyet’ten önce Arap yarımadasında bir birlik olduğunu söylemek doğru olmaz. Birlikler sadece kabileler halinde yaşayan aileler arasında geçerlidir. Yaşayan halk bedevi ve hadari olarak iki ayrı şekildeydi. Bedevi toplulu yarımadanın orta bölgelerinde bulunan çöllerde hayatlarını devam ettirirken hadariler ise genellikle denize yakın olan şehirlerde yaşamlarını sürdürmekteydi. Şehir bölümlerinde yaşayan halk toplumsal hayatta yerleşik hayata geçmeye çalışsa da Bedeviler için aynı şey söz konusu değildir. Çünkü çöl coğrafyasında sürekli aynı yerde yaşamak oldukça zor olduğu için Bedeviler sürekli göç ederek yerleşik hayata geçememişlerdir. Bu nedenle Bedeviler genellikle hayvancılıkla yaşamlarını sürdürürken, hadarilerin ise tarım yapma olasılıkları bulunmaktaydı.

Aileler kabileler halinde yaşasa da kabileler arasında çatışmalar bulunuyordu. Bu çatışma var kimi zaman ölümlerle sonuçlanırken anlaşamayan kabilelerden dolayı toplum içinde birlik ve refah durumu oluşmuyordu.

Toplumu bölen başka sınıf basamaklarında bulunmaktaydı. Halk Hürler, Mevali ve köleler olmak üzere üçe ayrılıyordu. Hürler hayatlarını istedikleri gibi sürdürürken köleler bir mal gibi pazarlarda alınıp satılıyordu. Mevaliller ise önceden köle olan fakat sonradan evlat edinilen ya da azat edilen kişilere verilen isimlerdir. Mevaliler hürler gibi özgür olamasa da kölelerden üstün sayılıyordu. Bu sınıf farklılıkları içerisinde huzursuzluklar toplum içerisinde çıkıyordu.

Zenginler, askerler, kahinler, tüccarlar ve yöneticiler tarafından meydana gelen Hürler sınıfında da çatışmalar görülüp bir bütünlük sağlanamıyordu.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir