Kavalın kültürümüzdeki yeri

Kavalın kültürümüzdeki yeri konusunda bir araştırma yapınız.

 

Orta Asya’nın ilk Türklerinden bu yana bilinen çalgılardan biri olan kaval kültürümüzde çok önemli bir yere sahiptir. Kavalın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir diyebiliriz. Çünkü yapılan arkeolojik kazılarda bazı mezarlarda kavallara rastlanmıştır. ( ölümden sonraki yaşama inanılması nedeniyle ölülerin eşyaları ile birlikte gömülmesi bize bugün bazı eşyaların var oluş zamanları hakkında ipuçları vermektedir.

 

Kaval kelimesinin anlamı içi boş olan şey anlamını taşımakta olup kav kelimesinden çekimlenmiş ve türemiştir.

Yapılan araştırmalar sonucu Türklere özgü olduğu bilinen bu üflemeli çalgı çobanların kullandığı bir müzik aleti olarak aklımızda kalsa da Türk boyları tarafından av aracı olarak da kullanılırdı.  Aslında üflemeli çalgıların tamamına kaval adı verilmesinden dolayı bu genellemeyi yapabiliyoruz.  Av sırasında kavaldan çıkan sesin dişi geyik sesine benzetilmesi ile avcı toplum erkek geyikleri avlayabiliyordu.

 

Bu işlevlerinin yanı sıra kaval şarkılarımızın türkülerimizin arkasında içli içli üflenen, derdimizi, sevincimizi anlattığımız hecelerde bize eşlik eden bir çalgı aletidir.

Anadolu halkının neredeyse kutsal saydığı bu müzik aletinin yunan efsanelerinde flüt olarak karşımıza çıktığını görürüz.

Midas’ın kulakları mitinde( mit: efsane) ise flüt çalmaktan bahsedilir.

İçi boş bir ağacın üzerine açılan üç beş delikten rüzgârın sesini çıkarabilen insan elbette kavalı efsanelerine halk hikâyelerine türkülerine ve masallarına sokmuş bir değer olarak yüzyıllar boyunca yaşatmıştır.

“Kavalın kültürümüzdeki yeri” için bir yanıt

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir