İnsan içgüdüsel olarak birine yardım ettiğinde, birinin yüzünü gülümsettiğinde mutlu hisseden bir canlıdır. Hayatımızın her köşesinde insanlara bir şekilde yardım ederiz. Mendil satan bir çocuktan mendil almak, bir amcanın karşıdan karşıya geçmesini kolaylaştırmak, tekerlekli sandalyedeki teyzenin bir ranpadan çıkışını sağlamak, susamış bir köpeğe su vermek, bir kediyi doyurmak günlük hayatta yaptığımız yardımlardan yalnızca bir kaçıdır.
Her okul kendi çapından kendinden kötü durumdaki okullara ya da öğrencilere bazen burs sağlamakta, bazen de öğrenciler aracılığıyla yardım toplayarak onların eksiklerini almasına yardımcı olmaktadır.
Bir okula yardım yapıldığında, o okula yapılan ziyaretlerden çocuklardan teşekkür almak, onların yüzlerinde oluşmuş gülümsemeyi görmek insana iyi bir insan olduğu duygusunu verir. Yalnızca bununla kalmaz huzurlu hissettirir. İyi bir insan olmak insanın doğasında vardır.
Örneğin okulumuzun yaptığı bir ziyarette biz öğrenciler yetimhaneye gitmiştik. Bir yetimhane şartlarında büyümüş çocuğun gerçekten ne zorluklar çektiğini görmeden bilmek mümkün değil. Hatta bazen sadece yaşamak gerekir, görmek de fayda etmemektedir. Yetimhanedeki çocuklara eskimiş oyuncaklarımızı, kullanmadığımız kıyafetlerimizi ve ayağımıza küçük gelen ayakkabılarımızı verdiğimizde yüzlerinde gördüğümüz çeşitli duygular bizleri bir yandan mutlu ederken, bir yandan da yaşadığımız hayatlardan utandırmıştı.
Her gün israf ettiğimiz onca şeye muhtaç çocukların olduğunu görmek gerçekten yüreğimizi yaralamıştı. İnsan iyilik yaptığı için ne kadar mutlu ve huzurlu hissetse de, aklı bazen yapamadıklarında kalabiliyor. Keşke daha çok yardım yapabilsek diye düşünmekten kendimi alamadığımız o dakikalarda bazı arkadaşlarımızın gözyaşlarına boğulduğunu da görmüştük. Okulun böyle etkinliklerde yer alması da bizleri ayrıca gururlandırmıştı.