Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş ile ilgili farklı tartışmaların ve rivayetlerin olmasında üç başlık öne çıkmaktadır.
Birincisi, Osmanlı ‘kuruluş’ sorununun kendisinin sorun olduğunu iddia etmesidir. Bu argümanla, Osmanlı kuruluşuna dair tartışmalarının ancak kendisine özgü bir tarih oluşturarak tarihsel ve toplumsal bir meseleyi anlamaya çalıştığı iddia edilmektedir. Ancak kendisine özgü bir tarihi olan bir alan olarak Osmanlı kuruluşu sorunu, kendi içinde bir sarmal da oluşturmuştur. Bu çerçevede Osmanlı kuruluş sorununun ana gövdesini, milliyetçi ve kana dayalı açıklaması, gaza tezi ve onun yan unsurları olarak kendisine özgü bir çekirdek ve uç toplumu olma özelliği ve tarihsel ve toplumsal bir gelişme ve yayılmaya ağırlık veren, ancak Cumhuriyet’in oluşturduğu Osmanlı imajıyla da uyumlu kılınmaya çalışılan oluşturmaktadır. Sonraki bütün kuruluş varsayımları bu üç kurucu görüşün yeni bir kılık altında sunumundan ibarettir.
İkinci argüman ise, kurucuların Osmanlı’ya dair kendi özel sebep ve amaçları olduğuna dairdir. Bu tez, bir Amerikan bilinci olarak tanımlanabilecek ve evrimci bir hayatta kalmayı ön plana çıkaran bir tezdir. Diğer bir tez ise, Alman geleneğinde izleri bulunan, ancak Osmanlı ile Avusturya-Macaristan’ın Birinci Dünya Savaşı öncesi oluşturduğu ittifakı da temel alan mesiyanik bir görüşü içerir.
Üçüncü argüman ise, hakimiyet telakkisini dikkate almayan bir ‘kuruluş’ varsayımının Osmanlı’yı tarihsel mevcudiyeti ve toplumsallığı ile kuramayacağına ilişkindir. Kuruş ile farklı rivayetlerin olması buradan kaynaklanmaktadır.