Farklı din, kültür, mezhep ve millete ait olan insanları bir arada tutmak oldukça zordur. Osmanlı devleti bu kadar farklılıkları bir arada tutmayı başarmış bir devlettir. Osmanlı Devleti’nin bunu başarmış olmasının en önemli nedeni benimsemiş olduğu hoşgörü politikasıdır. Tabii ki bu politika yöneten Osmanlı padişahlarının merhamet duygusu ile de birleşince halkın devlete olan bağlılığı artmıştır.
Osmanlı devleti pek çok kıtaya hakim olan büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Bu kadar büyük ve coğrafyaya hakim olan devlette halk arasında çatışmalar çıkmıyor halk isyan etmiyordu. Çünkü Osmanlı devleti fethettiği topraklarda ki halka hiçbir zaman kötü davranmıyor hoşgörü ile yaklaşıp zorlamalar da bulunmuyordu. Zorlanma görmeyen halkta da korku duygusu oluşmadığı için devlete karşı bağlılık duygusu oluşuyordu. Böylelikle farklı ırk, millet, din, dil ve mezhebe sahip insanlar hoşgörü içerisinde bir arada yaşıyorlardı.
1453 yılında Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmesiyle beraber İstanbul’da yaşayan halk tanımadıkları bir padişahın yönetimi altına gireceği için başlarda korku duygusu yaşamıştır. Fakat Fatih Sultan Mehmet hiç kimsenin dinine, diline ve mezhebine karışmayacağını, herkesin inancı doğrultusunda ibadethanesinde ibadetine devam edebileceğini söylemiştir.
Osmanlı Devleti’nin benimsemiş olduğu hoşgörü politikası devletin ilk kurulduğu günden dağılma zamanına kadar devam etmiştir.