Osmanlı Devleti’nde sağlık ve eğitim gibi hizmetler hangi yollarla karşılanmıştır?

Logo

Osmanlı Devlet’inde sağlık ve eğitim gibi hizmetler hangi yollarla karşılanmıştır?

 

Osmanlı devletinde tıp hizmetleri 1826 yılından öncesi dönemde Selçuklu Devleti Darüşşifaları, Vakfiyeleri ile birlikte fetihlerle birlikte hükmedilen şehirlerde kurulan yeni vakfiye ve şifahanelerde yerine getirilmekteydi. Geleneksel İslam tıbbını Selçuklu mirasına sahip çıkarak sürdürmeye devam eden Osmanlı devletinde hekimlerin ve sağlık hizmetleri giderlerinin karşılanması şifahanelerle birlikte kurulan ve şifahaneye vakfedilmiş olan vakfiyelerin gelirlerinden karşılanmaya çalışılırdı. Yatan hasta tedavisinin yanında ayakta hasta tedavisi yapılır, ilaç alamayacak durumda olanların ilaç masrafları vakfiye gelirleri kullanılarak temin edilirdi.

 

Tıp eğitimi dönemin en yüksek eğitim kurumları olan medrese ve külliyelerde ilmiye sınıfının içinden yetenekli öğrencilere verilirdi. Ülkede ki hekim ve cerrahlar kendi muayenehanelerini açmakta ve tıp öğrenimini de bu dükkân denilen müesseselerde vermekte serbestlerdi. Bu dükkânların her biri saray hekimi de denilen hekimbaşıdan yetkinlik belgesi almak zorundaydı. Vakfiyesi bulunan Bimarhane ve şifahanelerin giderleri hayır için vakfedilen paralarla birlikte vakfın kendi tasarrufu ile bağışlanan paraların işletilmesi yoluyla karşılanırdı.

 

Osmanlı Devletinde her caminin yanında kurulmuş olan sıbyan mektepleri ilkokul seviyesinde eğitim verirdi. Bu mekteplerin giderleri cami ile birlikte inşa edilen ve caminin hizmetine tahsis edilen vakıf müesseselerince karşılanırdı. Sıbyan mektepleri küçük yaşta ki çocukların medrese eğitiminden önce kabiliyet ve yeteneklerini belirlemekle birlikte medrese eğitiminin alt yapısını oluşturacak bilgileri edinmelerini sağlayarak ilk mektep görevi görmüşlerdir. Medreseler sıbyan mekteplerinden gelen öğrencilere yatılı eğitim hizmeti sağlamasının yanında sağlık ve iaşe masraflarını da karşılamaktaydı. Hepsi külliye de denilen içinde cami, sıbyan mektebi, medreseleri barındıran mahiyette vakıf müesseseleri yaygındı. Vakıf kurumlarının kuruluş idamesi için vakfiyeler sağlamak kurumu vakfeden kişiye aittir. Eğitim için vakfedilen kurumların idame masrafları yine vakfedenin kuruma bağladığı ticarethane, arsa, tarım arazisi şeklindeki gelir ihtiva eden unsurlarca karşılanır yine bütün bu gelir kaynakları kuruma vakfedilirdi.

YORUMLAR

BENZER YAZILAR
KPSS
KAMU PERSONEL
SEÇME SINAVI

03 Mart 2018

KPSS
SIKÇA SORULAN SORULAR
KATEGORİLER