Osmanlı Devleti’nin uyguladığı İstimalet politikasını açıklayınız.
İSKAN POLİTİKASI
İslam dünyası, Osmanlılardan önce Roma İmparatorluğunun ülkesini Bilâd-ı Rum veya Memleketü’l Rum olarak tanıyordu. Selçuklularla birlikte Türk hakimiyetine geçen Anadolu’da Rum ismi vaktiyle Bizans idaresinde bulunmuş olan Anadolu’yu gösteren coğrafi terim olarak kullanılır oldu. Osmanlı Devleti’nin Rumeli’ye geçmesiyle birlikte devlet, ele geçirdiği topraklara Anadolu’nun çeşitli yerleşim yerlerinden önemli miktarda Türk nüfusunu yerleştirmiştir. Bu durum bir yerde yeni fetihlere de zemin hazırlamıştır. Çünkü her yeni fethedilen yöreye nakledilen nüfus sayesinde ordunun daha ileri mesafelere gitme imkânı doğmakta ve bu yerleştirilen nüfus orduya gıda, barınma, binek hayvanı gibi lojistik destek sağlamaktaydı. Bu cümleden olarak Osmanlı iskân politikasının bu ilk devresi, devletin genişlemesiyle paralel olarak dışa dönük bir iskân şeklinde adlandırılabilir.
Kuruluş devrinde birçok tarikat mensubu dervişin önderliğinde başlayan bu ilk iskân hareketleriyle birlikte, yeni alınmış yerlere ahali yerleştirildi. Çeşitli yerlerde vakıflar tesis edildi. Derbent tesisleri kurulup buralara ahali yerleştirmek suretiyle özetlenebilen bir metotla iskân siyaseti gerçekleştirildi.
OSMANLI DEVLETİ’NDE İSTİMALET SİYASETİ
Sözlük manası meylettirme, cezbetme, gönül alma, birinin gönlünü celp etme reayaperverlik (XIX. yüzyılda) veya engin hoşgörü olan bu kelimenin, Osmanlı siyasi tarihinde hem farklı hemde önemli bir yeri vardır. Özellikle Hıristiyan reayaya karşı takip edilen hoşgörülü siyasetin tarifi demek olan İstimalet, imparatorluğun son devrine kadar uygulanmıştır. Bu hoşgörülü siyaset başlangıçta Osmanlı fetihlerinin başta gelen düsturu olmuştur. Osmanlı Beyliği’nin daha başlangıçta Bizans tekfurlarıyla iyi münasebetler kurmak istemesi, zaman zaman da başarılı olması İstimalet politikasını ifade edebilmektir.