İkta ve tımar sistemi eski çağlardan bu yana uygulanmaktadır. İslam devletlerinden Büyük Selçuklulara geçtiği düşünülen yönteme göre İslam devletlerinde askerlere değil de yüksek rütbeli komutanlara ve devlet adamlarına toprak veriliyordu. Selçuklular döneminde Sultan Alp Arslan ve Tuğrul Bey komutanlara ve beylere hizmetleri karşılığında ikta veriyordu. Hassa birliklerin geçimler ise yönetimleri altında yer alan ülkelerden toplanan vergiler ile sağlanıyordu.
Zaman geçtikçe askerlerin vergi toplama konusunda usulsüzlükler yapmaları, aşırı vergi toplamaları ve devlet hazinesine aktarmaları gereken miktarları aktarmamaları ekonominin gittikçe kötüleşmesine neden olmuştur. Devlet bunun önüne geçebilmek için askerlerin vergi bölgelerini ellerinden almak istese de bunda başarıyı sağlayamamıştır. Nizâmü’l-mülk’ün tımar sisteminde köklü değişiklikler yapmaları Büyük Selçuklu Devleti’nde yaşanan bu olumsuzluklar nedeniyledir. Selçuklu ordusu askeri tımar sistemi sayesinde ordunun masrafsız bir şekilde beslenmesini ve donatılmasını sağlamıştır.
Tımar Sisteminin Faydaları
Selçukluya ait toprakların büyük kısmının tarıma açılmasına olanak sağlayan tımar sistemi imar faaliyetlerinin gelişmesine de olanak sağlamıştır. Tımar sistemi uygulaması Büyük Selçuklu Devleti’nde gelirlerin artmasına, asayişin sağlanmasına ve Selçuklu ülkesine gelen göçlerin istihdam edilebilmesine olanak sağladığı görülmektedir. Askeri tımar sistemini uygulayanlar arasında Anadolu Selçuklu Devleti de yer almaktaydı.
Tımar sisteminden;
- Moğol istilası nedeniyle kaçarak Anadolu’ya göç eden Harezm emirleri
- Memleketleri çeşitli nedenlerle ellerinden alınan prensler
- Devletin yüksek rütbeli memurları
- Hanedan üyeleri ikta ediliyordu.
Tımar sisteminin uygulanması Osmanlı İmparatorluğu ve Selçuklulardan ayrılan devlet beyliklerinde de bu nedenlerden dolayı devam etmiştir.