Osmanlıların Anadolu’daki Rum Köylerini Fethinden Sonra Buradaki İnsanların Yaşamında Ne Gibi Değişimler Görülmüştür?
Osmanlı döneminde, Rumlar genellikle deniz kenarlarında yaşamaları ile dikkat çekmektedir. Tüm düzenleri bu doğrultuda oluşturulmuştur. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin ardından Rumlar haliyle Osmanlı Devleti himayesi altına girmiştir. O dönemde İstanbul ve çevresinde yaşayan Rum sayısı oldukça fazladır. Yapılan savaşla alınan İstanbul, Rumların hayatlarının değişmesine etken görülmektedir. Bu dönemden sonra Osmanlı Devleti içinde yaşayan Rumların büyük bir kısmı deniz kenarlarına yerleştirilmiştir. Osmanlı Devleti, farklı din mensuplarında olduğu gibi Rum halkına da hoşgörü ve anlayışla yaklaşmıştır. Dini, sosyal ve iktisadi hayatta zorlama olmaksızın, refah ve huzur içinde yaşamaları sağlanmıştır.
İstanbul’un fethinden önce Rumları rahatsız eden devletler vardı. Bunlar Batıda Katolik dünya ve Doğuda İslam dünyasıdır. Sıkışmış durumda olan bu insanların hayatları her alanda zorlaşmaya başlamıştır. Ağır vergiler altında ezilen Bizans içinde yaşayan Rumlar bu duruma tepki göstermiyordur. Aynı zamanda Türklerin ilerlemesine karşı çıkmıyordu. Bunun nedeni Rumların, Türk yönetimine girmesi daha eskiye dayanmasıdır. 11. yüzyılda Türklerin Anadolu’ya girmesi ile Rumların tarihi haliyle Türklerle ilişki içerisindedir. Türklerin din ve siyasi hayatta Rumları özgür kılması ve rahat yaşamaları Türklerden taraf olmalarına etken gösterilmektedir.
Rumların Türklerin himayesi altında sürdükleri hayatta, ödedikleri cizye vergileri, çocukların devşirme usulü alınmaları ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmelerine rağmen Osmanlı Hakimiyetinde rahat yaşadıkları görülmektedir. Çünkü diğer devletlere göre; din ve ticaret alanında serbest yaşıyorlardı. Verdikleri vergiler daha hafifti. Zaman geçtikçe sistem oturdukça bu sistemde değişmeye başlamış ve Rum halkı da daha refah bir hayata kavuşmuştur.