Türkiye’de Yerleşmelerin Dağılışı Düzenli Midir? Açıklayınız.
Türkiye’de var olan yerleşim alanlarının dağılımı farklı kategorilere göre değişkenlik göstermektedir. Bu tip yerleşim alanları farklı coğrafi bölgeler içerisinde de görülerek düzensiz bir konumda var olmaktadır. Türkiye’de farklı farklı iklimlerin görülmesinden kaynaklı olarak yerleşim biçimlerinin değiştiğini gözlemlemek mümkün olmaktadır. İklim şartlarının yeterli olduğu alanlarda daha aktif yerleşim alanlarını görebilmek mümkün olmakla beraber düzenli bir yerleşim alanının ortaya çıktığı da söylenebilmektedir. İklim açısından elverişsiz olan alanlarda da tam tersi bir durumun ortaya çıktığı da gözlemlenebilmektedir.
Türkiye’de var olan yeryüzü şekillerine dayalı olarak da yerleşim seçeneklerinin farklılık göstereceği söylenebilmektedir. Engebeli ve yüksek alanlarda dağınık yerleşme etkin olurken; bu bölgenin gelişmesini de olumsuz olarak etkilemektedir. Aynı zamanda da Karadeniz Bölgesi gibi dağınık yerleşme alanlarında nüfus yoğunluğunun az olduğu da söylenebilmektedir. Marmara ve Ege Bölgesi içerisinde düzlük yeryüzü şekillerinden kaynaklı olarak da nüfus yoğunluğunun fazla ve toplu yerleşme alanları görülebilmektedir.
Toprağın biçimi de yerleşim alanlarını etkileyebilecek kriterler arasında var olmaktadır. Çorak ve kıraç arazilerin bulunduğu bölgelerde nüfus oranının son derecede düşük olduğu görülebilmekte olup; verimli arazilerde ise tam tersi bir durum da ortaya çıkabilmektedir. Tuz Gölü ve Konya Ovası gibi bölgeler en iyi iki örnek olarak değerlendirilebilmektedir.
Ekonomik faaliyetler ve kaynaklar da yerleşme düzenini belirleyen faaliyetler arasında önemli bir noktada varlık göstermektedir. Endüstriyel çalışmaların var olduğu bölgelerde iş gücüne fazlasıyla talep olmasından dolayı göç almakta ve yerleşime bağlı nüfus yoğunluğu da artış göstermektedir. Marmara Bölgesi’nin Çatalca Kocaeli Bölümü içerisinde bu tip göçlere bağlı nüfus yoğunluğunun arttığı görülebilmektedir.
Maden ve enerji kaynaklarının fazla olduğu bölgelerde de insani güce gereksinim fazlasıyla duyulmaktadır. Burada da ideal bir çalışma sahası meydana getirileceği üzere insanların kas gücüne ihtiyaç duyulabilecektir. Yine Marmara Bölgesi’nde olduğu gibi aynı zamanda da Zonguldak, Batman, Denizli ve İzmir gibi bölgelerde de sık sık rastlanabilmektedir. Böylelikle ekonomik ve sosyal olarak da gelişme göstererek aktif bir pozisyonda var olmaktadır.