Türklerin İslam dinine geçmesi, onların sanat anlayışlarını değiştirmiş olabilir mi?
Türkler İslam dini öncesi daha çok göçebe bir hayat sürmekteydiler o sebeple yanlarında taşıyabilecekleri türden veya günlük hayatta kullanım alanı bulan eserler verdiler. İslamiyet’e geçişle birlikte yerleşik hayat düzene geçiş hızlandı. Böylelikle mimari alanında daha çok eserler verilmeye başlandı. Türklerin İslamiyet’e geçişleri onların diğer İslam coğrafyası ile daha fazla etkileşimde olmalarına sebep oldu. Bu sebepledir ki İslam kültürü ve Türk kültürü kaynaştı. Bir Türk İslam kültürü ve sanatı ortaya çıktı. Bu sanat anlayışı her alanda kendini gösterdi.
Öncelikle İslamiyet sonrası edebiyatı olarak tasavvuf edebiyatı doğmuştur. Tasavvuf edebiyatı eski Türk edebiyatından çok farklı kalıplara sahiptir. Türk İslam mimarisi de ilk dönemlerde kendine özgü çizgileri taşısa da, İslam anlayışından çok etkilenmiştir. İslamiyet öncesi Türk sanat eserlerinde heykel, rölyef, resim gibi objelerde insan figürlerine rastlanmaktadır. İslamiyet sonrası eserler de ise insan figürler yer almamıştır. Resim alanında ve heykelde çok fazla esere rastlanmasa da minyatür sanatı oldukça iyidir. Hat sanatı, ahşap işçiliği, taş işçiliği gibi süsleme sanatları çok fazla gelişmiş muhteşem eserler verilmiştir. Çinicilik, seramik ve halıcılık gibi el sanatları İslamiyet öncesi oldukça gelişmiş olduğu gibi İslamiyet sonrasında da benzer şekillerde gelişmeye devam etmiştir. Müzik alanında ise tasavvuf musikisi ortaya çıktı ancak İslamiyet öncesi müzik gelenekleri yaşatılmaya devam etti. Aslında Türklerin sanatın her alanında İslami kültürden etkilendiğini söylemek mümkündür.