Türklerin ruh ve karakter yapılarının Müslümanlığı kabul etmelerindeki etkileri nelerdir?
Türkler tarihleri boyunca çok farklı dinleri benimsemiştir. Din değişiklikleri genellikle halk kesiminde değil de idarecilerde görülmüştür. İslamiyet dışındaki dinler çok uzun süreli kabul görmemiştir. İnançlar arasında en uzun süreli kabul gören Gök Tanrı inancı ve İslamiyet olmuştur. Gök Tanrı ve İslamiyet dışındaki dinlere girenler kendi Türklüklerini korumakta zorlanmışlar ve asimilasyonlar yaşanmıştır. İslam dini Türk milletinin ruh ve karakterlerine uygun bir yapıda olduğundan çok hızlı kabul görmüş ve yaygınlaşmıştır. Türkler Müslüman olduklarında Türklüklerini koruyabildikleri için İslamiyet’i kabul hızlı olmuştur. Toplum tarafından kabul gören din toplumun, siyasi yapısını, ahlakını, giyim kuşamını, sanatını, sosyal hayatını, kültürünü ve edebiyatı gibi birçok alanı etkilemektedir. Bundan dolayı din değiştirmek zor ve uzun zaman alan bir kavramdır.
Türkler 8.yüzyıldan başlayarak 12.yüzyılın sonlarına kadar süren köklü bir değişim yaşamıştır. Türklerin genel ahlakı ve inançları İslamiyet’le çok benzeştiğinden bu süreç zorlu olmamıştır. Fakat yine de yeni dinin toplumda yerleşmesi uzun zaman almıştır. Bundan dolayı Türklerin tarihi İslam öncesi ve İslam sonrası olmak üzere iki kısımda incelenir. Türkler hoşgörü sahibi bir topluluktur. İslamiyet’ten önceki bütün dinlere hoşgörü ile yaklaşmıştırlar. İslamiyet ise tam bir hoşgörü dinidir. Hoşgörü anlayışı Türklerin Müslüman olmasında oldukça önemli bir faktör olmuştur. Türk toplumunda bulunan sosyal kabuller İslam’ı kabullenmeyi kolaylaştırmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır;
- Aile kavramına verilen önem
- Namusun anlayışı
- Temizlik konusunda hassas olunması
- Anne babaya ve büyüklere saygı
- Sosyal sınıfların olmaması, insanlarda ayrımın olmaması