Unutamadığım Oyuncak
Her kadının veya geç kızın olduğu gibi benim de en sevdiğim oyuncağım tabi ki bez bebeğimdir. Bebekken annemin bana aldığı küçük barbie bir bebek varmış, ben onunla oyunlar oynar, ona kıyafetler dikermişim. Nereye gitsem onu yanımdan ayırmazmışım. Anneme göre kaybettiğim, bana göre çalınan bebeğim bir gün bir otobüste kaybolmuş. Bunun üzerine ben günlerce ağlamışım. Annem de dayanamamış, yine kaybederim diye bu sefer bana bez bir bebek almış. İşte bez bebeğim Safinaz ile tanışma hikâyemiz böyle başladı.
Barbie bebeğimi kaybetmemin ardından Safinaz’ı kardeşim gibi kabul etmiş, sürekli onu yanımda taşır olmuşum. O büyük olduğu için onu hiç kaybetmemişim. Hala da kaybetmediğim bebeğimle, her gün evcilik oynarmışım. Arkadaşlarımın yanına bile onunla gidermişim.
Bir gün yedi yaşıma girince ailem beni okula yazdırmış. Bebeğimi okula götürmek için adeta kendimi yırtmış, hüngür hüngür ağlamışım. Bu ısrarlarıma dayanamayan annem, bebeğimle beni okula götürmüş. Fakat öğretmenim bebeğimi okula kabul etmemiş, ben ağladım diye yalnızca ilk gün izin vermiş fakat bir daha olmasın demiş. Beni bir şekilde kandırıp bebeğimi benden ayırdıkları ilk gün o günmüş. Zaten ondan sonra yeni arkadaşlarımla tanışıp onlarla oynamaktan bebeğimi boşlar olup onu sadece uyumak için kullanır olmuşum.
Hala onunla beraber uyuduğum bebeğim, hala hayatımın bir parçası. Onu hiç unutmadım ve onunla ilgili en büyük hayalim, her kadının da öyle olduğu gibi benim de, onu çocuğuma vermek. Belki ilgisini çekmeyecek, belki onu hiç sevmeyecek ama ben onun hiç atılmamasını sağlayacağım ve çocuğuma da aynı benim gibi onu korumasını söyleyeceğim.