Yaşadığınız yer ile ilgili okuduğunuz veya büyüklerinizden dinlediğiniz bir efsane anlatınız.
1500 senelik bir tarihi barındıran, dünyanın en önemli eserlerinden biri olan Ayasofya, hiç şüphesiz İstanbul denince ilk akla gelenlerden biridir. Ayasofya efsaneleri asırlar boyunca kulaktan kulağa yayıldı. Yapıyla ilgili pek çok efsane bulunmaktadır bunlardan biri; yapının inşaatında çalışan ustalar bir gün yemeğe giderken, tüm araç gereçlerini genç bir işçiye emanet etmiş, daha sonra inşaat bölgesinde ortaya bir kişi genç işçiye ‘artık ustaları çağırmalısın’ deyince genç işçi ‘araç ve gereçleri bırakıp bir yere gidemem’ demiş. Bunun üzerine bilinmeyen kişi de ‘sen gelene dek ben onları muhafaza ederim, buradan hiçbir yere ayrılmam’ diye yanıt vermiş. İşçi hadiseyi ustalara anlatınca, İmparator işçiye gördüğü bilinmez kişiyle alakalı sorular sormuş ve bu kişinin bir melek olduğuna inanarak işçiyi başka bir memlekete yollamış ki kıyamete dek melek Ayasofya’yı bekleyip korusun.
Diğer bir efsaneye göre Ayasofya’nın toplamda 361 kapısı bulunmakta fakat bu kapılardan 101’i büyük ve gizemli. Çünkü ne zaman bu kapılar sayılsa ekstradan bir kapı daha oluşuyormuş. Hristiyan söylemine göre İmparator, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği haç ve çarmıha gerdiklerinde kullanılan çivileri ta Kudüs’ten getirtmiş ve yapının gizli bölümlerinden birine saklatmış. Kutsal Emanetleri Ayasofya’ya gizlemenin sebebiyse Hz. İsa’nın 40 bin sene sonra dünyada Ayasofya’ya inecek olmasıymış. Yapının güney bölümündeki kapıdan içeri girince, üçüncü sırada bulunan sütunun üzerine, Hz. Hızır’ın kıyametin kopacağı tarihi yazdığı ifade edilir.