Yeni oluşan felsefe akımları, kendinden önceki felsefi akımlarından bağımsız mıdır? Açıklayınız.
Felsefenin doğuşundan itibaren günümüze kadar tüm olanlarda olduğu gibi felsefi görüşlerde de önemli değişimler gerçekleşmiştir. 18.ve 19. Yüzyıl felsefesine baktığımızda; felsefenin çıkış döneminde gelen bilimsel, sosyokültürel ve felsefi birikimin aydınlanmacı filozoflar tarafından sorgulandığı görülür. Bu sorgulanan felsefi görüşlerin 20.yüzyıl felsefesine büyük etkileri olmuştur.
16.ve 17. Yüzyılda gelişen Rönesans hareketleri, Sanayi Devrimi ve Fransız İhtilali toplumların üzerinde büyük etkiler bırakmış ve tüm bu etkilerin sonucu yeni felsefi akımların doğması gerçekleşmiştir. Dinden kopuşlar ve bilimsel bilgiye yöneliş, özgürlük, hak ve adalet kavramları hep bu yüzyılın felsefi etkileri içinde tartışılmıştır.
18.yüzyıla gelindiğinde bilimin etkisi altındaki felsefeye bakış açısı değişmiş, matematik ve fizik alanındaki buluşlar, felsefede kesin bilginin aranması gerektiği görüşünü oluşturmuştur. Bu yüzyılda ana problem olarak, bilginin doğasında olan sorgulamalarla gerçeğin “ne” ve “nasıl” bilinebileceği hakkında olmuştur. Bu nedenle bu dönem felsefesi daha çok bilgi ve varlık konuları üzerine yoğunlaşmıştır.
19.yüzyıldaki felsefi düşünceler daha çok toplumsal sınıf mücadeleleri ve bazı devletler arasında yaşanan savaşlardan etkilenmiş ve bu olaylar çerçevesinde yeni fikirler ortaya atılmıştır. Bununla birlikte 20.yüzyılda yaşanan birince ve ikinci Dünya Savaşları hep 19.yüzyıldaki toplumsal hareketlerin bir sonucudur.
Tüm açıklamaların neticesinde görüldüğü üzere her çağda felsefi görüşler farklı olsa da hem toplumsal olaylardan hem de felsefi görüşlerde etkilenmeler gerçekleşmiştir. Bu nedenle yeni oluşan felsefi akımlar, kendinden önceki felsefi akımlardan bir şekilde etkilenmiştir.