Geceleri bitkilerin bulunduğu ortamda uyumak sağlıklı değildir?

Geceleri bitkilerin bulunduğu ortamda uyumak sağlıklı değildir? Bu durumun nedeni sizce ne olabilir?

 

İnsanlar nefes alıp verirken; oksijen alıp karbondioksit verirler. Bitkilerinse gündüz karbondioksit aldıkları ve oksijen verdikleri bilinmektedir. Geceleri ise bu durum tersine dönmektedir. Yani bitkiler gece oksijen alıp karbondioksit vermektedir. Bu durum sağlığımız açısından olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine bitkilerin buharlaşmaya neden oldukları bilinmektedir. Bitkiler buharlaşma vasıtasıyla yapraklarındaki pek çok farklı maddeyi salgılamaktadır. Salgılanan ve gözle görülemeyen bu maddelerin çoğu insan sağlığı için olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Bundan dolayı genel olarak yattığımız ortamlarda bitkilerin bulunmamasına özen gösterilmesi önerilmektedir.

 

Bitkilerin gece saatlerinde fotosentez yapıyor olmaları nedeniyle yaşam alanlarındaki oksijeni emdikleri bilinmektedir. İnsanların da oksijen soludukları düşünüldüğünde geceleri yaşam alanlarındaki oksijen seviyesinin azalmasında bitkilerin etkili oldukları düşünülmektedir. Bundan dolayı bitkilerin bulunduğu bir ortamda uyumanın sağlıksız olacağına dair bir düşünce hakimdir.

 

Bitkilerin geceleri fotosentez yoluyla tüketmiş oldukları oksijenin, yatak odamızdaki oksijen seviyesini düşürücü etkisinin bulunduğu bilinmektedir. Ancak tüketilen oksijen seviyesinin çok fazla olmaması, insan sağlığı açısından ölümcül sorunlar oluşturmaz. Yine de bir önlem olarak yattığımız odada bitki bulundurmamak sağlığımız açısından önerilen bir durumdur.

Kaynakların tükenmesi gelecekte ne gibi sorunlara neden olabilir?

Kaynakların tükenmesi gelecekte ne gibi sorunlara neden olabilir?

 

Günümüz itibariyle dünyamızın karşılaştığı en temel sorunların başında doğal kaynakların hızlı bir şekilde tüketilmesi gelmektedir. Çünkü kaynakların bilinçsizce tüketilmesinin oldukça olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Hayatımıza devam etmek için doğal kaynaklara ihtiyaç duyarız. Söz konusu doğal kaynaklar ise;

  • Su
  • Hava
  • Bitki Örtüsü
  • Toprak
  • Hayvanlar
  • Madenler

 

Olarak sınıflandırılabilir. Doğal kaynakların hiç tükenmeyecek gibi görülmesi oldukça tehlikeli bir durumdur. Çünkü bilinçsiz tüketim sonrasında doğal kaynakların geri dönüştürülemez bir şekilde yok olması mümkün olmaktadır. Bu noktada bilinçli ve tasarruflu tüketim önem kazanmaktadır.

 

Su kaynağının bilinçsiz bir şekilde tüketilmesi ve kirletilmesi, hayatımızı riske atacak bir sorundur. Vücudumuzun büyük bir bölümü sudan oluşmaktadır. Susuzluk sorunu ölümcül bir mesele olarak tanımlanmaktadır. Yine suyun kirlenmesi dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları olumsuz olarak etkilenmektedir. Hava kirliliği, insan sağlığını doğrudan etkilemektedir. Sağlıklı hava teneffüs etmek insan yaşamı için olmazsa olmazdır. Bitki örtüsü, doğal hayatın devamı için ve sağlıklı besinler elde etmemiz için gerekmektedir.

 

Bitki örtüsünün oluşumunda toprağın kimyasallardan arındırılması önemlidir. Çünkü ancak sağlıklı meyve ve sebzelerin yetiştirilmesi temiz toprak örtüsü sayesinde mümkün olmaktadır. Balık eti, tavuk eti ve diğer etler insanlar için önemli besinlerdir. Bu aşamada hayvan türlerindeki yok oluşlar insanların besin zincirini de olumsuz yönde etkilemektedir. Madenler ise gelişim ve konforlu yaşam için olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Bu kaynakların hızlı bir şekilde tüketiliyor olması; gelecekteki tüm savaşların doğal kaynaklar eksenli olarak yapılacağına işaret etmektedir.

Topraklamanın günlük yaşamdaki ve teknolojideki uygulamalarını araştırınız.

Topraklamanın günlük yaşamdaki ve teknolojideki uygulamalarını araştırınız. Bunları dikkate alarak can ve mal güvenliği açısından topraklamanın önemini tartışınız.

 

Topraklanmanın cisimleri nötr hale getirme özelliğinden günlük hayatta pek çok alanda faydalanılır. Örneğin elektrik üretimi, dağıtımı ve iletimi bunlardan birkaçıdır. Elektrik tesisatlarında, topraklama yapabilmek için, gerilim altında bulunmayan tüm tesisat alanlarının uygun iletkenlerle toprak içerisine yerleştirilmiş bir iletken objeye bağlanması gerekir. Bu şekilde elektrikli araçları kullananların can güvenliği sağlanırken cihazların da her hangi bir zarar görmesi engellenir. Dolayısıyla tüm elektrikli aletlerin gövdeleri, boruların madeni kısımları, tablo ve benzerlerinin metal bölümleri topraklanmalıdır. Topraklanmaya örnek olarak; doktorların hastalarına çıplak ayakla çim veya toprağa basmaları gerektiğini tavsiye etmesi de verilebilir.

 

Yıldırım bir doğa olayıdır, can ve mal kaybına yol açabilmektedir. Bu doğa olayını zararsız bir biçimde toprağa iletilmesinde paratonerlerden faydalanılmaktadır. Paratoner, yapıların tepelerine takılan sivri uçlu metal bir çubuktur. Bu çubuk, iletken bir tel vasıtasıyla toprak içerisinde bulunan metal plakaya bağlanır. Bu şekilde yıldırım ile buluttan paratonere gelecek elektrik yükleri, yapıya ve çevreye herhangi bir zarar vermeden toprağa aktarılır. Paratoner yalnız, yüksek yapılara, cami minarelerine ve yüksek gerilim hatlarına kurulabilir.

 

Kullanılan bazı elektrikli aletlerin fişleri üç çubukludur. Bu çubuklardan biri aracın üzerinde biriken elektrik yüklerini dolaysız olarak toprak hattına aktarır. Evlerde bulunan prizlerin içinde de topraklama kabloları bulunur. Böylelikle araçların üzerinde bulunan yükler nötrlenir. Bu sayede yangın çıkma olasılığı azalarak, insanların ve eşyaların zarar görmede engellenir.

Teknolojideki elektriklenme ve elektriklenmelerin meydana geldiği bazı doğa olaylarını araştırınız.

Teknolojideki elektriklenme ve elektriklenmelerin meydana geldiği bazı doğa olaylarını araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları arkadaşlarınızla tartışınız.

 

Elektriklenme; nötr haldeki bir maddenin dışarından elektron alarak veya dışarıya elektron vererek üzerinde bulunan elektrik yük sayısının değişmesi durumudur. Elektriklenmenin günlük hayatta kullanımıyla ilgili uygulamalarını teknolojinin pek çok alanında görmemiz mümkün. Bu anlamda akla ilk gelense fotokopi makinesidir. Fotokopi makinelerinde, metal bir plaka kopyasını çıkaracağımız kağıdın koyu alanına denk gelecek biçimde elektrikle yüklenir. Toner ismi verilen bu koyu renkli toz, plakanın yüklü olan kısımlarına yapışır. Daha sonra altında geçen kağıdı renklendirerek görüntünün kağıda geçmesini sağlar.

 

Özellikle dedektifler kağıt veya plastik yüzeylerdeki parmak izlerini belirlemek için elektriklenme özelliğini kullanır. Parmağın yüzeye dokunan ince kısımları yüzeyde iz bırakır. Bu izlerin oluştuğu yerlerin elektrik yüklenme özelliği iz olmayan yerlere göre daha farklıdır. Bu özelliği ölçen tarama aletleriyle parmak izi belirlenir. Bacaları temizlemek için kullanılan fırçalar elektrik yüklü olduğu için, bacaların içlerinde bulunan kurum ve toz kolay bir şekilde çekilebilir.

 

Fabrika bacalarındaysa, bacanın iç kısmına yerleştirilen negatif yüklü kablolar, bacadan geçen tozların da negatif yükle yüklenmesini sağlar. Ardından da tozlar baca çevresindeki pozitif yüklü tabaka tarafından çekilir. Bu şekilde tozların havaya karışması engellenir. Beyaz eşya ve otomotiv sanayisinde de objeler boya spreyleriyle benzer bir yöntemle boyanır. Yani boyanacak alan negatif yükle yüklenir. Zıt yükle yüklenmiş boya alana püskürtülünce boya tanecikleri yüzeye yapışır. Boya tanecikleri aynı yükle yüklendikleri için birbirlerini iterek alana eşit bir biçimde dağılır.

Kaynakların Tasarruflu Kullanımının Önemi

Okuduğunuz haber metninden hareketle kaynakların tasarruflu kullanımının önemini sınıfta arkadaşlarınızla tartışınız. Elde ettiğiniz bilgilerden yararlanarak konunun önemini aşağıdaki noktalı yere yazınız.

 

Hayatımızı devam ettirmek için çeşitli gereksinimlerimizin karşılanması gerekir. Bu gereksinimleri karşılarken de çeşitli kaynaklar kullanırız. Mesela yağmurlu havalarda şemsiye kullanmak bir ihtiyaçtır, bu ihtiyacımızı karşılamazsak ıslanarak hasta olma ihtimalimiz vardır. Kendimizi yağmurdan korumak içinse bir şemsiye veya yağmurluğa ihtiyacımız vardır bu ihtiyacı karşılamak içinse paraya gereksinim duyarız. Paraysa emek verilerek kazanılan bir alım aracıdır. Sınırlı bir kaynak olan para tutumlu olarak harcanmalıdır.

 

Evlerde kullandığımız elektrik, doğalgaz ve su gibi enerji kaynakları da gereksinimlerimizi karşılayan birer kaynaktır. Aydınlanma ve elektrikli aletleri çalıştırmak için elektrikten yararlanırken, kişisel bakım, ev temizliği ve yaşamsal gereksinimleri karşılamak için sudan faydalanırız. Isınma ve yemek pişirme için de doğalgaza ihtiyacımız vardır. Para gibi elektrik, doğalgaz ve su da sınırlı kaynaktır. Bu kaynakları tüketirken tasarruflu olmalı, gereksinimiz kadarını kullanmalıyız. Boş yere yanan ışıkları söndürmeli, açık gördüğümüz muslukları kapatmalıyız. Evde nasıl tasarruflu oluyorsak sosyal yaşamımızda da aynı şekilde olmalıyız. Mesela okulda öğrenciysek sınıf ve okul eşyalarına zarar vermemeli, okuldaki muslukları açık bırakmamalı, peçete gibi malzemeleri ihtiyacımız kadar kullanmalıyız.

 

Kısacası dünya yer altı ve yer üstü kaynaklarını doğru bir şekilde kullanmalıyız. Kaynaklar tasarruflu bir şekilde kullanılmalıdır, aksi halde çevreye ve diğer canlılara zarar veririz. Tasarruf özellikle de enerji kaynaklarının kullanılmasında önemlidir. Boş yere harcanan enerji kaynakları doğal denge ve döngünün bozulmasına sebep olarak ekonomik zararlara yol açar.

Ozon Tabakasının Seyrelmesi Sorununu Çözmek İçin Öneriler

Ozon tabakasının seyrelmesi sorununu çözmek için öneriler üretiniz. Ürettiğiniz çözüm önerilerini sınıfınızda arkadaşlarınıza aktarınız.

 

Astmosferin üst bölümünde bulunan tabaka ozonosfer yani ozon tabakasıdır. Bu tabaka güneşten gelen ultraviyole (mor ötesi) gibi zararlı ışınları tutar. Ölümcül olan bu ışınlar hayati açı dolayısıyla oldukça önemlidir. Adını içerisinde bulundurduğu ozon gazında alan ozonosfer, dünyanın fazla ısınıp soğumasını engeller. Havadaki konsantrasyonu az olan gazlardan biri olmasına rağmen ozonun varlığı dünya için önemlidir. Çünkü ozon stratosferdeki ozon tabakası uzaydan gelen birçok zararlı ışınlara karşı kalkan görevi görür. Ozon tabakasının dünya üzerindeki genel iklim üzerinde de etkisi vardır.

 

Mor ötesi ışınlarının soğurulması sıcaklığın düşürülmesine ve ısı dengesinin ayarlanmasına yardımcı olur. Ozon tabakasının seyrelmesinin sonucu olarak dünyaya ulaşan ultraviyole ışınlarının, en basit tek hücreli canlılardan, böceklere, balıklara, kuşlara ve memeli hayvanlara dek tüm canlılar üzerinde olumsuz etkileri vardır. İnsanlarda; mor ötesi ısınların, cilt kanseri de dahil olmak üzere birçok insan sağlığı problemiyle ilintili olduğu bilinmektedir. Cilt kanserinin ana sebebi aşırı derecede güneş ışığına maruz kalmadır. Güneş yanığı bir sağlık belirtisi olmadığı gibi 18 yaşından evvelki birkaç önemli güneş yanığı daha sonraki yıllarda cilt kanserinin olma ihtimalini arttır. Cilt kanseri riskini en fazla açık renk saçlı kişiler taşır. Ozon tabakasının incelmesini engellemek için;

 

  • Fosil yakıtlar yerine yenilebilir enerji kaynakları tercih edilmelidir.
  • Fabrika bacaları filtresiz olmamalıdır.
  • Kentlerde trafik probleminin önüne geçilmeli ve çevre dostu olan toplu taşımalar kullanılmalıdır.
  • Sera gazı yayımı engellenmelidir.
  • Yenilebilir enerji kaynakları, ulaşım başta olmak üzere, sağlıkta, eğitimde, iletişimde kısacası her alanda kullanılmalıdır.

Orman yangını doğal kaynakları nasıl etkiler?

Orman yangını doğal kaynakları nasıl etkiler?

 

Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan can ve mal kaybı yanında giderilmesi mümkün olmayan sonuçlara yol açan bir doğal afet olan yangın sadece ağaçları yok etmekle kalmaz, yangın yüzünden su kaynakları, toprak, yaban hayatı veflora zarar görür.

 

Dikkatsizlik, tedbirsizlik ya da küçük bir ihmal ile başlayan yangın neticesinde orman ürünleri üretimi olumsuz olarak etkilenir, su kaynakları bozulur, erozyona ve hava kirliliği neden olur. Çölleşmeye ve heyelana da sebep olabilir.

 

İnsanlara karşılıksız sunulmuş ve doğal kaynaklar olan

  • Su
  • Toprak
  • Hava
  • Orman ürünleri bundan etkilenir.

 

Yangını söndürmek için kullanılan su bile başlı başına büyük bir israftır ki bunun çok çok ötesinde orman ürünleri olan tomruk, maden direği, sanayi odunu, kağıt odunu, lif yonga, tel direği olarak kullanılan odunlar yahut yakacak olarak kullanılacak olan odunlar zarar görür bunun yanında çoğu insan tarafından bilinen ve kullanılan defne yaprağı, reçine veçıra gibi orman ürünlerinin dışında olan ama ormandan elde edilen ürünlerde zarar görür ve ekonomik kayba neden olur.

 

Fizik olarak zarar gören bölgelerin görsel olarak da kirlendiği düşünüldüğünde yangının tarihi ve doğal zenginliklere de zarar vermesi turizmi etkilemektedir.

Fauna olarak isimlendirilen yaban hayvanların yaşam alanları tahrip olduğunda hayvanlar yaşayamaz ya da göç ederler.

 

Flora denilen bitki örtüsü ve yetişen her türlü ağaç zarar görür hatta bazen tür yok olur.

Toprak ve su yenilemeyen doğal kaynaklar olduğundan ekolojik denge kesinlikle bozulur bunun yanında hava kalitesi olumsuz bir şekilde etkilenir.

Küresel iklim değişikliğinin ve buna bağlı olarak yaşanan çevre sorunlarının Dünya’nın geleceğine etkisi

Küresel iklim değişikliğinin ve buna bağlı olarak yaşanan çevre sorunlarının Dünya’nın geleceğine nasıl bir etkisi olabileceğini düşününüz. Bu konudaki görüşlerinizi şiir, resim, hikâye gibi çeşitli sanatsal yollarla ifade ediniz.

 

Küresel ısınmayı en basit şekilde ‘Başlıca atmosfere salınan gazların sebep olduğu düşünülen, sera etkisi dolayısıyla, dünya üzerinde sene boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir.’ diye tanımlayabiliriz. Günümüzde bilim adamları küresel ısınma konusunda aynı fikirdedir. Küresel İklim Değişikliği (KİD) insani, tarımsal, endüstriyel ve enerji tüketimi gibi faaliyetlerinin sonucu olarak atmosferdeki oranı ve yoğunluğu fazlalaşan sera gazlarının sebep olduğu küresel ısınmanın sebep olduğu iklim değişikliğidir. Bu iklim değişikliği; çölleşme, kuraklık, yağışlardaki dengesizlikler ve sapmalar, fırtına, su baskını gibi çeşitli meteorolojik olaylarda artışlar gösterir.

 

Küresel iklim değişikliğinin temel sebepleri arasında; nüfus artışı ve bu duruma bağlı olarak enerji tüketimi, uluslararası ticaret ve ulaşım, toprak kullanımı ve sanayinin gelişmesi vardır. İklim değişikliğinin asıl sebebiyse küresel ısınmadır. Yani atmosferde bulunan ‘sera gazlarının’ artmasıdır. Yapılan araştırmalara göre sera gazı emisyonlarının insan faaliyetleriyle arttığı saptanmıştır. En önemli sera gazı karbondioksittir. Bu gaz araç egzozlarından, ısınma amaçlı yakılan yakıtlardan ve fabrika bacalarından atmosfere salınır.

 

Küresel ısınmanın sonuçlarına değinirsek;

  • Buzulların erimesi
  • Denizlerdeki su oranının yükselmesi
  • Yağmur’un sağanak şeklinde yağması ve artması
  • Sel ve fırtına hasarlarının artması
  • Tundraların erimesi, buharlaşma oranının artması ve kuraklık

Şeklinde sıralanabilir.

 

Kısaca küresel ısınma dünyadaki tüm canlıları tehdit eder. Dolayısıyla, küresel ısınmaya karşı çözüm üretmek ve uygulamak gerekir. Küresel ısınmayı engellemek için yapılması gereken şeylerin başında;

  • Daha sık yürüme
  • Bisiklet kullanma
  • Toplu taşıma aracı kullanma
  • Çöpleri geri dönüştürerek, karbondioksit tasarrufu sağlama
  • Etrafa bol ağaç dikme
  • Rüzgar enerjisi, jeotermal enerji, güneş enerjisi ve diğer yenilebilir enerji kaynaklarının kullanılması

Şeklinde sıralanabilir.

Ozon Tabakasının İncelme Nedenlerini Ve Bunun Canlılar Üzerindeki Olası Etkileri

Ozon tabakasının incelme nedenlerini ve bunun canlılar üzerindeki olası etkilerini çeşitli kaynaklardan araştırınız. Araştırma sonuçlarınızı arkadaşlarınızla tartışınız.

 

Ozon tabakasındaki incelmenin sebebi insanların havaya saldığı kimyasallardır. Bu kimyasal maddeler günlük yaşamda kullanılır ve ozon tabakasına zarar verir. Ozon tabakasının tahrip olmasına sebep olan kimyasal maddeler;

 

  • Kloroflorokarbonlar (CFC’ler): Genellikle klima sistemlerinde, buzdolaplarında, köpük üretiminde (mesela yataklar için), deodorant ve parfümlerde kullanılır.
  • Halonlar: Yangın söndürme aletlerinde kullanılır.
  • Metil bromid: Böcek ilacı olarak tarımda kullanılır.

 

Günümüzdeki teknolojik cihazlar ozon tabakasındaki incelmeyi saptayabilmektedir. Yapılan ölçümlerde Güney Kutbundaki incelmenin Kuzey Kutbuna göre daha büyük olduğu görülmektedir. Önlem alınmadığı takdirde, ozon tabakasındaki incelme daha da büyüyecektir. Bu incelme küresel bir sorundur. Ozon tabakasındaki incelmenin;

  • İnsanlara
  • Bitkilere
  • Hayvanlara
  • Havaya
  • Ozon’a

Karşı zararı vardır.

 

İnsan sağlığına etkileri: Deri kanserinin en büyük sebebi, uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmaktır. Melanoma ismi verilen kanser de ozon tabakasının tahrip olup artan UV radyasyonunun etkisiyle meydana gelir. Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalma, görme yetisinin azalmasına ve sürekli körlüğe sebep olur. Katarakt da, göz merceği üzerinde oluşan ve görmeyi sınırlandıran sis perdesidir. Göz problemi pek çok nedenden dolayı meydana gelse de,  yapılan araştırmalarla artan ultraviyole ışınlarının gözlerde katarakta sebep olduğu görülmektedir. Uzun süre ultraviyole ışınlarına maruz kalmanın, insanlarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olduğu görülmektedir.

 

Bitkiler üzerindeki etkileri: Bitkiler gelişimlerini tamamlayabilmek ve büyüyebilmek için fotosentez yapar. Fotosentez sırasında ise bitkiler stomalarını açar ve CO2 alır, bu sırada gözeneklerden içeriye ozon girişi de olur. Stomalar ozondan korunabilmek için kapanırlar ve bu kapanma fotosentezin yavaşlayarak durmasına neden olur. Dolayısıyla, mitokondride enerji üretimi engellenerek bitki büyümesi yavaşlar. Bu durum da çiçek ve meyvelerin azalmasına, suyun verimli kullanılmamasına ve döngünün bozulmasına sebep olur.

Madde Döngülerinin Yaşam İçin Önemi

Madde döngülerinin yaşam için önemini sorgulayarak arkadaşlarınızla tartışınız.

 

Tüm canlıların tabiatta canlılığını aksatmadan devam ettirebilmesi için önemli bir takım maddelerin üretilmesi gerekir. Doğada ekolojik olarak önemi bulunan bu maddelerin tüm canlılar tarafından alınıp verilir. Bu maddeler güneş enerjisi vasıtasıyla belirli yörüngeleri takip ederek dolaşımlarını tamamlar. Maddelerin ekosistemdeki dolaşımlarına madde döngüsü adı verilir.

 

Tüm maddeler döngü vasıtasıyla devamlı olarak canlılar tarafından tekrar kullanılır. Canlıların yaşayabilmesi için gerekli olan maddelerin başında oksijen, su, karbon, azot, fosfor ve kükürt gelir. Döngüdeki en önemli görevi saprofit ve kemosentetik bakteriler üstlenir. Çünkü bunlar doğada toprağa inen organik atıklarla cesetleri ayrıştırarak inorganik maddelere dönüştürmeyi sağlar. Daha sonra ise serbest kalan inorganik maddeler tekrardan fotosentez ve kemosentez yoluyla kullanılır ve inorganik maddeler yeniden organik maddeye dönüştürülür. Organik olan bu atıklara; odun, hayvan leşi, kaya parçası örnek olarak verilebilir. Doğada hiçbir zaman madde kaybı olası değildir.

 

Oksijen döngüsü: Oksijen farklı şekillere dönüşerek doğada devamlı bir döngü içerisindedir. Hava da gaz, suda ise çözünmüş olarak bulunan oksijen serbest bir şekilde azottan sonra en fazla bulunan elementtir. Basit yapılı bitkiler ve hayvanların, solunum yoluyla aldığı oksijen hidrojenle birleşerek suyu oluşturur.

 

Su döngüsü: Su, bir takım doğal kuvvetler ve hava hareketleriyle, atmosferle birlikte ye yüzündeki karalar ve sular arasında sistemli bir biçimde hareket eder.Bu duruma su döngüsü ya da hidrolojik dolaşım adı verilir.

 

Karbon döngüsü: Karbon, canlı yapısının en önemli elementleri arasındadır. Tüm organik bileşiklerin ana yapı öğesidir. Dolayısıyla da canlı organizmalar karbonlu bileşikleri kullanmak durumundadır.